Uzun meslek yaşamımda, federasyon başkanlarından, antrenörlerden, sporculardan sürekli şu sözleri duydum:
"Tesisimiz yok!.." Bunun anlamı şudur:
"Elimizde sporcumuz var, teknik adamımız, antrenörümüz var, ama yeterli sayıda ve modern yapıda tesis olmadığı için başarılı olamıyoruz!.." Gittiğim her şehirde buna benzer yakınmalar olurdu. Dertlenmeler… Hayıflanmalar… Üzüntüler… Hep dinledim bunları. Söz dönüp dolaşıp, "
Tesis yok ki, sporcu yetiştirip başarılı olalım" gerekçesine bağlanırdı. Daha da açıkçası;
"Başarısızlıkların bahanesiydi" tesislerin azlığı…
***
Şimdi size bir tablo çizeceğim... 21 atletizm pisti… 25 stadyum… 48 yüzme havuzu… 193 spor salonu… 267 futbol sahası… 80 diğer branşlara yönelik tesis… Son 8-10 yılda yapılan spor yatırımları bunlar… Sayıları neredeyse 800'lere ulaşıyor. Bu sayı hemen her geçen gün
"Son derece hızlı biçimde" daha da artıyor… Trabzon'da Dünya Spor- Gençlik Oyunları, Erzurum'da Kış Olimpiyatları, Mersin'de Akdeniz Oyunları için yapılan devasa tesisler de cabası… Artık, hiçbir Allah'ın kulunun çıkıp,
"Tesis yok" diyecek hali de kalmadı…
***
Ancak, şimdi size başka bir tablo çizeceğim… Türkiye'nin nüfusu 80 milyonlara dayanıyor… Lisanlı sporcu sayımız kaç biliyor musunuz? Söyleyeyim; 4 milyon 750 bin… Bu sporcuların bir bölümünün lisanı var ama maalesef
"Aktif" değiller… Kıyaslama şansınız olsun diye, nüfusu bizim kadar olan Almanya'dan bir örnek vereyim;
"27 Milyon kişi" bir spor kulübünde aktif sporcu… Tesis yapmak elbette çok önemli… Ama asıl önemli olan
"Kaliteli ve gerçek sporcuyu" yetiştirebilmek!