Bu soru birçoklarına manasız gelebilir.
Ama değil... Bakın izah edeyim:
Hızlı tren hayatı değiştiren...
Sosyolojiye müdahale eden bir ulaşım aracı.
Zaman ve mesafe kavramını değiştiriyor.
Dolayısıyla hayatın ritmini de değiştiriyor. İş hayatı...
Seyahat... Turizm gibi etkinlikler yeni boyutlar kazanıyor.
Sanırım bu gerçeklere pek kimsenin itirazı yok.
***
İtirazı yok ama ben kurumların
Yüksek Hızlı Tren'li yeni hayata yeterince hazırlandıklarını sanmıyorum.
Konya, Ankara, Eskişehir hatları doğrudan bağlandı.
Bursa, Kütahya dolaylı olarak bağlı zaten.
Şimdi
İstanbul bağlanacak.
Dikkat edilirse
Selçuklu başkenti siyasi başkentimize, siyasi başkentimiz imparatorluk kuruluş coğrafyasına ve
Eskişehir kültür başkentine; oradan da ekonomik başkent ve
Osmanlı başkenti İstanbul'a bağlanıyor.
Bu bağlantılar
Söz konusu hatta hayatı değiştirecek.
***
Nasıl değiştirecek?
Bir kere
Ankara'daki müzelerin ziyaretçileri katlanarak artacak.
Diğer sanat olayları aynı şekilde. Peki kültür kurumlarımızın bu öngörüyü dikkate alan
bir hazırlığı var mı? Özellikle
iç turizm artacak; mesela lokantaların, alışveriş merkezlerinin
tanıtımının şimdiden yapılması gerekmez mi? Belediyelerin çevresel hazırlıkları aynı şekilde.
Listeyi uzatabiliriz... Ben birilerinin bu konuda rehberlik yapması gerektiğine inanıyorum.
Bana göre de bu işi en iyi yine
işin sahibi, yani TCDD yapar.
Hızlı trenin etkilediği özel ya da resmi sektörlerle vizyonunu sık sık paylaşmalı.
Belki profesyonel kuruluşlarla çalışmalı.
Ama birileri mutlaka şehirlerimizi
YHT trafiğine hazırlamalı.