Ankara'da son yıllarda amatör futbolda gözle görülür bir düşüş yaşanıyor. Belediye takımları ile diğer semt kulüpleri arasında dağlar kadar farklar oluşmuş. Belediyenin ismini alan takımın oyuncuları para karşılığında futbol yaşantılarını sürdürürken, diğer amatör kulüplerdeki oyuncular ise özveri ile futbol yaşantılarına devam ediyorlar. Böyle de olunca ortadan rekabet kalkıyor ve güçlü her zaman güçlü olarak yoluna devam ediyor. Bence belediye takımlarına da kriterler getirilmelidir. Bir belediye düşünün ilçe sınarları içerisinde 10 spor kulübü varsa, 10'una da aynı yakınlıkta davranmalıdır. Onların yaşamlarını devam ettirmeleri için gerekli ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Takımlar arasında rekabeti sağlamalıdır. Çünkü, rekabetin olduğu yerde başarı gelir.
Başarı istiyorsak, belediyeleri tek takımlıktan kurtarmalıyız.
Ben de uzun yıllar futbol oynadım.
Ankara'nın en başarılı kulüplerinden
Çalışkanlarspor'da futbol yaşantıma başladım. Futbol sayesinde ekmeğimi kazandım. O dönemlerde böyle belediye takımlarının üstünlüğü yoktu. Her kulübün belli bir geliri vardı. Semt kulüplerine belli bütçeler verilirdi. Şimdi ise semt kulüplerinin sahaya çıkmaya dermanı kalmamış. Her geçen yıl birisi kapısına kilit vuruyor. Böyle giderse ayakta yalnızca belediye ve müessese takımları kalacak. Bunlara bir an önce önlem alınmalıdır. Bir de şu saha problemleri bir an önce giderilmelidir. Ankara'nın
'Wembley Stadı' ve kalbi olan
19 Mayıs Dış Sahalar'da maçlar oynanmıyor. Takımların her hafta
Sincan, Etimesgut, Gölbaşı ve diğer uzak sahalara gitmesi bütçesi sınırlı olan kulüplere büyük külfet getiriyor. Yine belediye takımları burada servisten yırtıyor. Ancak, semt kulüplerinin halini düşünmek bile istemiyorum. Kısacası semt kulüplerinin yöneticilerine Allah kolaylık versin. Bu iş sevda işidir, emek işidir, karşılık beklenmeden yapılan bir iştir. İyi ki siz varsınız amatör gönüllüleri.
Sizler de olmasanız binlerce genç ya kahve köşelerinde, ya da internet başında olurdu.