Soma
ile duygu dünyamız alt üst oldu. Dedesini, amcasını
Zonguldak madenlerinde kurban eden birisi olarak tarihimizin en büyük maden faciası ile ansızın karşı karşıya kaldık. Sayısı henüz netleşmemiş şehitlerimiz ve arkalarında bıraktıkları ile 76 milyon vatandaşın da yüreğini yaralandı. Yaşananlar kolay değil, milli yas ilan edilen bir hadise yaşanmışken spor konuşmak, spor yazmak gelmiyor insanın içinden. Ne acıyı tarif etmek mümkün ne de bu acıyı da kullanıp menfaat elde etmeye çalışanları tarif etmek mümkün. Bu acıyı kullanarak toplumu germeye çalışan insanların az olması,
Soma'ya destek vermek için çabalayanların çok olması ise bir nebze su serpiyor yüreklere. Spor kamuoyumuz gerçekten bu acıya en erken tepki veren, dayanışma örneği gösteren topluluklardan biri oldu. Federasyonların takvimlerinde yer alan planlı organizasyonlarını ertelemeleri, kulüplerin ve sporcuların maddi destek sağlamaları dayanışmanın en güzel örneklerinden biriydi. Dünyanın önde gelen kulüp ve sporcularının da Soma'ya destek vermeleri spor dünyasının ne kadar duyarlı olduğunu da gösterdi.
Şimdi Soma'yı ayağa kaldırmanın vakti. Rızkının peşinde koşarken hayatlarını kaybeden kardeşlerimizi unutmak mümkün değil ama hayat da devam etmeli ve özellikle çocuklar için, gençler için bu travmayı atlatmaları çok önemli. Bu konuda ben yine sporu öneriyorum. Sporun insan hayatı üzerindeki olumlu etkilerinin Soma'daki çocukların, gençlerin bu travmayı atlatmalarında çok önemli bir rol üstleneceğini düşünüyorum.
Keşke yaşanmasaydı bu acı. Ancak keşkelerle bir yere varmak mümkün değil gün yaraları sarma, dayanışma ve dua günü.