İsrail'in Gazze'ye düzenlediği katliama tanıklık yapan atv ekibi yurda döndü. Gazze'de 12 gün boyunca kalan diplomasi muhabiri Ahmet Görmez ve haber kameramanı Taşkın Ural, gördükleri korkunç manzarayı SABAH Ankara'ya anlattı. İsrail'in masum halkın başına Ramazan boyunca bomba yağdırdığını söyleyen basın mensupları, "Gazze'de her yerde yıkım, her evde acı var. Bu yıl Gazze'ye bayram uğramayacak" dedi.
"KOCA BİR MEZARLIK"
Gazze'nin büyük bir mezarlığa döndüğünü ifade eden Ahmet Görmez, "İnsanlar mezarlığa gittiğinde ölümü hatırlar. Ama Gazze'de öyle değil. Orada insanlar babalarını, annelerini, kızlarını, oğullarını, kardeşlerini kaybetti. Her evde acı, her evde ölüm var. Bugün bayram ama Gazze'de neyin bayramı olacak. Oradaki çocuklar, o insanlar neyin bayramını kutlayacak. Gazze'de bu Ramazan bayram yok" diye konuştu.
"GAZZE'DEN BAŞKA VATAN YOK"
İsrail, Hamas'ın Gazze'den atılan roketleri gerekçe göstererek başlattığı saldırılarda neredeyse tamamı sivil 1000'den fazla kişiyi öldürdü. Saldırıların ilk gününden itibaren Gazze'ye giden ve 12 gün boyunca uluslararası basın kuruluşlarıyla birlikte yaşanan trajediyi gözler önüne seren atv ekibi Ankara'ya döndü. Yaşadıklarının etkisi üzerinden atamayan ikili, "Bizim en azından geri dönecek bir vatanımız var. Gazzeliler'in Gazze'den başka vatanları yok" dedi.
URAL: NE YANA DÖNSEN ACI VAR
Kendisinin de 8 yaşında bir çocuğu olduğunu söyleyen Taşkın Ural, "Biz oraya sadece bir haberci, muhabir kameraman olarak gitmedik. Ben de babayım. Öldürülen o çocukların yaşında bir oğlum var. O 4 çocuğun cenazesine gittik. Orada çekim yaptım. Aklıma çocuğum geldi. Gazze'de yaşanan acıyı anlatacak kelimeler bulamıyorum. Sağa sola ne tarafa dönsek bir acı var. İnsanların çaresizliğini gördükçe kahroluyorsunuz" diyerek duygularını ifade etti.
"ATEŞKES SADECE İHTİYAÇ MOLASI"
İsrail'in Ramazan'da oruç tutan Gazzeliler'in başına bomba yağdırdığını dile getiren Ural, "Gazze'de insanlar o saldırıların altında oruç tutuyor. Küçücük çocuklar iftar vakti açık bir fırın bulabilmek için kilometrelerce yol yürüyor. İsrail'in birkaç saatlik ateşkesleri orada insanların nefes alması, ihtiyaçlarını karşılaması için sadece birer mola. Orada yaşayan halkın çok büyük yiyecek ve içecek sıkıntısı var. Eczaneler açık değil ve binlerce yaralı var. Onları tedavi edecek ilaç bile bulamıyorlar" dedi.
TÜRKLER ONLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Gazzeliler'in
kendilerini hep sıcak karşıladığını belirten Taşkın Ural, "Orada yaşayan insanların Mısır'a ve diğer Arap devletlerine büyük bir öfkesi var. Mısırlılar saldırı başladıktan sonra Refah Sınır Kapısı'nda geçişlere izin vermiyor. Yer altındaki tünellerin hepsini kapatmışlar. Diğer Arap ülkeleri de Gazze'de yaşanan katliama seyirci kalıyor. Gazzeliler Türkler'i çok seviyor. Bize misafirperver davrandılar" diye konuştu.
"KALDIĞIMIZ OTELİ VURDULAR"
Gazze'de bulundukları süre içerisinde can güvenliklerinin bulunmadıklarını söyleyen Görmez ve Ural, "İsrail sınırından Gazze'ye girerken İsrailli görevliler bütün sorumluluğun bizde olduğunu söyledi. İlk etapta uluslararası medya kuruluşlarından muhabirlerin bulunduğu bir otelde kaldık. Birkaç gün sonra orayı boşaltmamız söylendi. Ardından da oteli vurdular" dedi.
GÖRDÜĞÜM EN KANLI SAVAŞTI!
Daha
önce pek çok savaş bölgesinde görev yaptığını söyleyen deneyimli muhabir Ahmet Görmez, "Afganistan, Suriye, Irak, Libya gibi birçok sıcak savaş bölgesinde görev yaptım. Her savaşın başka bir hikayesi var. Ama bu savaş başka hiçbir şeye benzemiyor. Gördüğüm en kanlı savaştı. Gazze'de taş üstünde taş kalmadı. Yıkılmadık ev, yakınını kaybetmeyen hiçbir aile yok. 2 milyona yakın insan Gazze'de sıkışmış durumda. Gidebilecekleri hiçbir yer yok" diye konuştu. Şifa Hastanesi'nden yaptığı yayında Gazzeliler'in savunmasızlığı karşısında kask ve çelik yelek giymeye utandığını söyleyerek herkese duygulu anlara yaşatan Görmez, "Gazze'de güvenli hiçbir yer yok. İsrail, Birleşmiş Milletler okullarını, camileri, hastaneleri her yeri bombalıyor. İsrail saldırılara başlamadan önce 'bombalayacağız, evleri boşaltın' diyor. Ama insanlara nereye gideceğini söylemiyor. Gazze'de hiçbir yer güvenli değil. Bombanın ne zaman nereye düşeceği belli değil" dedi.
HER ZAMAN HEDEFTEYDİK
Savaş bölgesinde bulundukları süre boyunca her an bombaların hedefinde olduklarını söyleyen Ahmet Görmez, "Gazze'ye gittiğimiz ilk gün savaşın nasıl bir şey olduğunu anladık. Bütün gece uçak ve heron sesleri ardından bombalar ve büyük bir gürültü. Bombanın nereye düşeceği belli değil. Orada bulunduğumuz sürece kaldığımız evlerde camlar hep açıktı. Herhangi bir saldırı altında basınçtan patlayan camlardan korunmak için bu yöntemi kullanıyorduk" diye konuştu.
İSRAİLLİ SUBAYDAN TELEFON
Çatışmalar devam edenken İsrailli bir subaydan telefon aldıklarını anlatan Görmez, "Subay bize ve diğer gazetecilere Gazze'yi boşaltmamızı ve bundan sonra başımıza geleceklerden kendilerinin sorumlu olmadıklarını söyledi. Tabi ki orada kaldık ve çalışmaya devam ettik. Ama bu telefondan birkaç gün sonra Filistinli bir meslektaşımız üstünde basın yazan yeleği boynunda fotoğraf makinesi bulunmasına rağmen bombaların hedefi oldu" dedi.