Hatırlayacağınız üzere 3 Temmuz 2011 sabahı Türk sporu kaosa uyanmıştı.
Yapılan gizli soruşturmalar neticesinde şike yaptıkları gerekçesiyle birçok ünlü spor adamı tutuklanmıştı.
Yine hatırlayacağınız üzere 17 Aralık 2013'te de yine benzer bir operasyon
TÜRKİYE CUMHURİYETİ hükümetine karşı tezgahlanmış ama bu operasyonu tezgahlayanlar ile onların iplerini elinde tutan dış bağlantıları ortaya çıkarılmış ve ülkemiz büyük bir tehlikeden son anda sıyrılmıştı.
Bürokraside ciddi anlamda kadrolaşan ve menfaatleri doğrultusunda ülkeyi uçurumdan aşağı atmakta bir beis görmeyen bu yapının kirli elleri bürokrasi ve yargının üzerinde olduğu gibi sporumuzun da üzerinde hala duruyor.
Kendine göre fırsat olarak değerlendirdiği konuları yine manüpile eden bu yapı bu kez de başını basketbol federasyonunda kaldırmaya, son yıllarda yukarı doğru seyreden başarı grafiği ile ülke insanının yüzünü güldüren basketbolumuzu kaos ortamına sokmak için nafile bir atak yaptı.
Konuyla alakalı yazmaya karar verdiğim gün ise
Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat'ın aynı paralel yapının
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dan 50 milyon dolar istediği ve
Yıldırım'ın da bu parayı vermemesi üzerine şike operasyonunun başladığı açıklaması düştü haber sitelerine. Şantajla, tehditle kişilerden, kurumlardan haraç toplayıp bu paralarla devletimize karşı planlar içinde olan bu yapı belki başka spor adamlarına da böyle bir şantajla gitmiş olabilir. Bunu bilemeyiz. Böyle bir şey de varsa elbet çıkar bir gün ortaya.
Ancak unutmamalı ki yeni
Türkiye'de bu tip yapılanmalara artık yer yok. Ne yargıda, ne bürokraside, ne de yargıda. Elbette dün basketbol federasyonunda bunu yapmaya çalışanlar yarın başka bir yerde yine aynı girişimde bulunacaklardır. İşte o zaman kendinden ve federasyonundan emin olan herkesin dik duruşunu sürdürmesi gereklidir.
Bu yapı, belki başka spor adamlarına da şantaj yapmış olabilir.