Müsrif uygarlık bütün değerleri tüketti, doğal kaynaklarımızı da insafsızca kirletiyor. İnsan yığınları kentleri istila edip, tabiata ait ne varsa talan ediyor.
Talanın ardından park ve rekreasyon alanları yaptığı yalanını söylüyor. Yapılanların adına da kentleşme diyor! Medeni olmayı ve medeniyeti, çok üretmek ve çok tüketmekle ölçüyor, üretemeyen ve tüketemeyen toplumların ve halkların farkında bile olamıyoruz.
Dünya nüfusunun büyükçe bir kısmı yediklerinin sindirmek için uğraşırken, neredeyse bir milyon insan her gece aç uyuyor! Medeniyet bizi şeytanın atına bindirip, ihtiraslarımızın şövalyesi yaptı; öyle umarsız ve duyarsız topluluklar haline geldik ki, önce kendimize, sonra etrafımıza nankör ve vefasız mahlûklar olduk! Suyu aziz, toprağı mübarek bilen medeniyetimizin, gökyüzü kadar berrak değerlerini yeniden ihya etmek için lütfen biraz durun, lütfen! Durun ve düşünün.
Elimizde ne var, ne kazandık? Kazandıklarımızın yanında kaybettiklerimiz neler? Lütfen biraz tefekkür, lütfen! Batı'nın gizlemeye çalıştığı barbarlığının yanında,
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!" diyebilen bir ırkın ahvadı olmanın gururunu mu, utancını mı yaşayalım bilemeyen bir halk olduk!
Batı Medeniyetinin karnını yarsanız, hücrelerine bölseniz, zerrelerine ayırsanız, isyan, tefrika, işgal, sömürü ve zulümden başka bir şey bulamazsınız. Dünyaya insanlık ve medeniyet akademisi kuran bir medeniyetin varisleri olan veya olması gereken bizler geçmişimizle neredeyse utanır olduk.
Nedeni, geçmişimizi tanıyamadığımızdan, bilemediğimizden! Bir tarafta
teknoloji,
bilim,
film, öteki tarafta,
insanlık,
ahlak,
irfan gibi laflar.
Hamdolsun kaynakları bitirip dünyanın sonuna geldik, yüzü kızarmayacak olanlar, teknolojiden değil, irfandan ve ahlaktan bahsedenler olacak bilesiniz! Durumun böyle olduğuna inanıyoruz da, bunu genç kuşaklara kim aktaracak peki? Elbette ki sivil toplum kuruluşları ve belediyeler. Medeniyet Okulu ismiyle bir çalışma başlatan
Konya Büyükşehir Belediyesi'ne kalbi şükranlarımı sunarken, bu çalışmad a işlenen
Mevlana Hazretleri'nin,
"Gel" teması öne çıkartılmış.
Konya'nın Mevlana aşkı,
Ankara'nın Hacı Bayram Veli'siyle buluşsa nasıl olur? Şimdi sıra
Sayın Melih Gökçek'te. Yollar, köprüler, kanallar, metrolar hepsi insan için. Bunlar tamam da, irfansız insan neye yarar? Haydi
Ankara İrfan Okulu oluşturmaya, irfan meclisleri kurmaya, aleme insanlık ve medeniyet neymiş, hem öğrenip hem öğretmeye!