Bakanımız
Sayın Avcı'yı ağabeyimiz biliriz. Giriştiği bu işte kendisini hedef tahtasına oturtacak ve olmadık yalanlarla saldıracaklar. Elinden yiyeceği alınan vahşi hayvanlardan daha saldırgan hale gelecekler.
Dikkatli ve buna hazır olması lazım. Sayın bakanımız cemaat okullarının devlete devri ve işletilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ancak çok doğru bulmadığım ve bazı arkadaşlarımın ısrarla bu konuyu yazmamı istemelerinden dolayı yazıyorum. Bu sadece benim değil, bu ülke için üzülen ve endişe eden arkadaşlarımın da fikirleridir.
Sayın Avcı, cemaat okullarının bir vakıf marifetiyle yürütüleceğini söylüyor.
Kesinlikle tartışılması gerekir. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama orada eğitim veren öğretmenlerin, içinden ajanları çıktıktan sonra her biri eli öpülesi insanlardır. Onlar gerçekten de hizmet ve tebliğ aşkı ile gitmişlerdir, içlerinde bulundukları yapı anlatılıp ikna edilmeleri daha hayırlı bir davranış olur kanaatindeyim. Belki her şeyi ispat edemezsiniz ama ikna edebilirsiniz. Mutlaka denenmesi gerekir. Sizin oraya göndereceğiniz öğretmenler fazla maaş ihtirasıyla yurt dışına gitmek için yarışacaklar. Gittikleri yerde bir kız öğrenci ile olumsuz ilişkilerinde dünyaya reklam ederler sizleri. Bunun olması için tuzak dahi kuracaklardır. Unutmayın ki, bu okulların hamisi ve fikir babası,
İsrail'in Mossad'ı ve
ABD'nin CIA'sıdır. Bunları gerekçe gösterip,
"Bakın beceremediler!" demek için de çalışacaklardır bilesiniz.
Göndereceğiniz öğretmenlerin karakterlerini ve ahlaki normlarını nasıl ölçeceksiniz? Bu büyük sorun. Yoksa okulları devraldım diyince her şey bitmiyor bilesiniz.
Genel bir vakıf yerine, bu işi gönüllü vakıflara havale edip, sizler onlara maddi destekte bulunsanız, daha doğru bir iş yapmış olursunuz! Belediyeler o ülkenin belediyeleri ile kardeş belediyeler olsalar ve bu gönül köprüsüne resmi statü kazandırılması ikinci güzellik olabilir. Oralardaki öğretmenleri toptancı bir ön yargı ile dışlamamanızı tavsiye ederim. İçlerinden iyileriyle mutlaka beraber olmayı da düşünün. Ve unutmayın, kavgada yitirilen ilk değer hikmet, savaşta ilk katledilen masumiyettir. Şimdi kavga ve savaş halinde olduğunuz cemaatle mücadelenizde ilkelerinizi unutmamanızı, size kardeşçe hatırlatmak isterim. Hayatınızda belki bundan daha önemli bir karar vermeyeceksiniz, bunu aklınızdan çıkarmayın lütfen. Hak ile batılın, sap ile samanın birbirine karıştığı şu günlerde,
Maide Suresi'nin 8. Ayeti'nde Rabbimiz, "…Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi haktan ve adaletten alıkoymasın…" diye uyarıyor. Ben de sizi!
