Bugünkü yazımı en iyi okurum babam
Yunus Ateş'e ayırdım.
Zorlu bir haftayı geride bıraktık…
Akciğerindeki iki kitle bizi epeyce korkuttu…
Belki de ilk kez
babasız bir hayatı düşündürdü.
Çok şükür korktuğumuz gibi olmadı, ilaç tedavisi başladı.
"Baba" sırtımızı dayadığımız yüce bir dağdır.
Benim babam da
kır saçlarıyla karlı bir dağ oldu hep yanı başımda…
Yaşamında yarım kalan hiçbir şeyi bize tattırmadı.
Taksitle aldığı ansiklopedilerle okumayı, öğrenmeyi sevdirdi.
"Okursanız başkaları sizin kapınızı açar" derdi her zaman.
Ne sevgisini ne de kızgınlığını erteledi.
Öfkesini bir gün sonraya bırakmadı, sarılmaktan, öpmekten çekinmedi.
Bisiklet, motosikletle başlayan yolculuğunda en çok arabalarını sevdi.
Umreye gitmek de
Avrupa'yı gezmek de kısmet oldu… Öğrenci, hasta, yaşlı dedin mi onun için sular durdu.
Canını verdi canından olmasa da…
Merhamet kilidini hiçbir zaman elinden bırakmadı.
Sadece dört çocuğu değil elinden tuttuğu
yüzlerce çocuğu, arkadaşı, ahbabı, dostu oldu.
Bir baba ne kadar güçlüyse çocukları da o kadar güçlü oluyor.
Güler yüzlü bir babayla büyüyen yaşama daha sıkı tutunuyor. Sen de her hücremizde, ruhumuzda sevgi dolu izler bıraktın.
Hayat her gün bizi üzecek yedek planlar hazırlasın.
Sevgiyle, inançla üstesinden geleceğiz.
***
Başkent'te yaşamanın en önemli avantajlarından biri de tabiî ki sağlık hizmetleri.
Göğüs hastalıklarında Türkiye'deki en iyi hastanelerden birisi
Sanatoryum Hastanesi… Alanında uzman bir ekip çalışıyor.
Doktorlar, hemşireler, hasta bakıcılar, temizlik görevlileri de aynı özveriyle hizmet veriyor.
Yenilenmiş binada hizmet kalitesi de
beş yıldızlı otel ayarında.
Başhekim Yardımcısı
Doç. Dr.
Osman Örsel ile sohbetimizde de bunları dile getirdim.
Türkiye gerçekten sağlık konusunda ciddi bir yol aldı.
Sanatoryum Hastanesi'nin 15 yıl önceki hali ile bugünü kıyaslanamaz… Babam yaklaşık
15 gündür bu hastanede yatıyor.
Osman Bey,
Doç Dr. Sema Canbakan, Uzman Dr. Ayşenaz Özcan,
Op. Dr.
Sadi Kaya ile Acil ve Poliklinik sorumlusu
İbrahim Baltacı Bey'e özellikle teşekkür ediyorum.
Sadece bize değil tüm hastalara gösterdikleri özveriyi anlatmama kelimeler yetmez.
Anneannemin dediği gibi;
"Bir yanınız güneş, bir yanınız ay olsun!" Babalar ve kızları!