Dünyada bir numaralı ölüm nedeni olarak tanımlanan kalp hastalıkları bazen sessizce ortaya çıkıyor, bazen de ürkütücü belirtilerle kendini gösteriyor.
Son yıllarda tıp alanındaki yeni teknolojiler de kalp nedeniyle hayati kayıpların önlenmesinde büyük rol oynuyor.
Özellikle bypass cerrahisindeki gelişmeler hastaya ameliyat sürecinde ve sonrasında büyük konfor sağlıyor..
Kalp krizi sessizce gelebilir Koroner arter hastalığı, kalp adalesini besleyen ve
"koroner arterler" olarak adlandırılan atardamarların sıklıkla
"ateroskleroz" adı verilen damar sertliği sonucunda daralma veya tıkanması sonucu kalbin kan ihtiyacı ile gelen kan miktarı arasındaki dengesizlikten dolayı ortaya çıkan tablodur.
Eğer koroner arter aniden tıkanır ise, kalbin o bölgesine giden kan akımı tamamen kesilir.
Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak ölür. Bu durum
"kalp krizi" ya da
"miyokart enfarktüsü" olarak adlandırılır.
Enfarktüs sonrası kalp kası genellikle kasılma kabiliyeti olmayan bir doku şeklinde iyileşir. Eğer bu doku küçük ise iyileşme çabuk olur; geniş ise kalbin kanı pompalama kabiliyeti etkilenir ve kalbin çalışma gücü azalır. Bu durumda tanısal amaçlı yapılacak bir anjiyo sonrasında hastaya koroner bypass ameliyatı gerekebilir. Koroner bypass, darlık olan bölgenin daha ilerisine kanı götürmek amacı ile yapılan bir köprüleme işlemidir. Bu işlem
"greft" adı verilen bir damar parçası ile kalbi besleyen atar damarda bulunan darlık ya da tıkanıklık bölgesinin atlanarak, temiz ve sorunsuz bölgeye
"köprü - greft" vasıtası ile kanın ana damardan doğrudan taşınmasıdır.
Koroner bypass çoğunlukla kalbi durdurarak yapıldığı gibi kalbi durdurmadan da yapılabilmektedir. Terminoloji olarak
"Açık kalp ameliyatı" hastanın kan dolaşımının suni kalp-akciğer makinası ile gerçekleştirildiği ve genellikle kalbin durdurulduğu ameliyatlar anlamına gelir.
"Çalışan (kapalı) kalp ameliyatı" ise hastanın kanının suni dolaşıma alınmadan ve kalbi durdurmadan yapılan ameliyatlara verilen addır. Çoklukla karıştırıldığı gibi kesinin ortadan ya da yandan, küçük ya da büyük olmasının
"Açık - kapalı" ameliyat ile bağlantısı yoktur. Bu nedenle küçük kesiler ile yapılan ameliyatlar için
"Minimal invazif ameliyat" terminolojisi kullanılmaktadır. Ameliyatla ilgili yöntem seçiminde temel hedef hastaya genel durumuna en uygun ve en risksiz ameliyatı gerçekleştirmektir.
Hasta en kısa sürede iş ve sosyal yaşamına dönebiliyor Hastaların büyük bir çoğunluğu ilk
1-2 günü yoğun bakımda olmak üzere toplam
4-7 gün içinde taburcu olmaktadır. Günümüzde hastanın ilave bir riski yoksa koroner bypass ameliyat riski
%1-2 dir
Prof. Dr. CEM YORGANCIOĞLU: Memorial Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı