Güzel bir atasözümüz vardır
'Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz' diye. Benim güzel ülkemde böyle değil tam tersidir durum. Özellikle de parlatılmak istenen kişiler için.
Lafa bakılır biz de. Yaptığı işler daha doğru bir ifadeyle yapamadığı işler, beceremedikleri göz önünde bulundurulmaz. Parlatmak, bir yerlere getirmek istiyorsan en ufak şeyleri bile büyütürsün büyütürsün ve gözüne gözüne sokmaya çalışırsın kamuoyunun ya da karar vericilerin. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde yıllardır uluslararası futbol kurumlarında görev yapan
Şenes Erzik artık emekli oldu ve
Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Yaptı yapmasına da sanki
'Ben döndüm, buradayım' der gibi uzun uzun röportajlar veriyor. Yapılan söyleşilerde
Erzik dopinge savaş açmış, ırkçılığa savaş açmış. Benim bildiğim kadarıyla her iki kurum da yıllardır bu iki konuyla savaşıyor. Sadece bu iki kurum değil, uluslararası tüm spor kurumları bu savaşın içinde.
Erzik de bu kurumlardaki görevleri gereği elbette çalışmalara katılmıştır. Ben
Erzik'in oralarda görev yaptığı sürede
Türkiye aleyhine alınan bir çok karar biliyorum. Her zaman dediğim gibi biz hiçbir zaman
Erzik'in bizi kayırmasını torpil geçmesini beklemedik. Ama hakkımızı hukukumuzu çiğnetmemesini de bekledik. Bence
Erzik'in sınıfta kaldığı en önemli konulardan biri de organizasyonlardır.
Diğer branşlarda uluslar arası birçok büyük organizasyon ülkemize kazandırılırken siz futbolda böyle bir organizasyon hatırlıyor musunuz? Sayın Erzik'in bir
Türk spor adamı olarak yıllarca bu kurumlarda görev alması elbette önemlidir ama diğer branşlarda da bu tip kurumlarda görev almış diğer spor adamlarımızı da unutmamak lazım. Unutmamalı ki yaptıkları görülmeyen insanlar hayal kırıklığına uğrayabilir. Ve yine unutmamalı ki marifet iltifata tabidir. Bu arada
kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve durumunun iyi olduğunu öğrendiğim spor adamı sevgili Mehmet Atalay'a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.