Zaman ne çabuk geçiyor… İnsanoğlu zamanı durdurmak ister ama kolay olmasa gerek… Hatta olanaksızdır… Sadece saatin geriye alınması gibi, geçmiş de yaşadıklarınız gözler önüne bir film şeridi gibi getirirsiniz…
21 yıl geriye gidiyorum…
1994 yılı…
Günaydın Gazetesi Ankara Spor Servisi Sorumlusuyum… Yerel seçimler yapılıyor… Herkes iddialı…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak Sayın Melih Gökçek geldi gazeteye… İddialı konuştu…
"Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olacağım" Ben de kendisine…
"Kazanma şansın yok. Yeniden Meclis'e dönersin" yanıtını verdim…
"İddiaya girer misin" dedi…
"Neyine" diye sordum…
"Seçimi kazandığım ertesi günü Tandoğan'da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Ankaragücü'nü ziyaret edip penaltı atışları yapacağım. Sen de gelip haberini yapacaksın" Vedalaştık… Seçim oldu,
Gökçek kazandı… Telefonla aradı…
"Aliciğim yarın saat 14.00'te Tandoğan'a beklerim" Tandoğan'da buluştuk, penaltılar atıldı… Niye bunları anlattım…
Belediye Başkanı olarak ilk kez basın spor yazarlarının karşısına çıkıp
Tandoğan'da Ankaragücü Kulübü'nü ziyaret edip, tesislerinde penaltı atışıyor…
Melih Gökçek Ankaragücü sevdalısı… O sevgiyi hiçbir zaman yüreğinden atamadığını biliyorum… Şu anda küs ve kırgın… O tribünde eşi, gelini ve torunlarıyla maçlar izlerken o çirkin sözler söylenmeseydi… Kimse o sözleri söyleyenleri alkışlamadı…
Sayın Başkan Melih Gökçek… Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinizin ertesi günü ilk ziyaret ettiğiniz yer olan
Ankaragücü'nün durumunu yakından biliyorsunuz… Artık geçmişte olanları bir kenara bırakma zamanı geldi geçiyor… Siz başkentin belediye başkanısınız…
Başkentin markası
Ankaragücü… Oğlunuz Ahmet Gökçek tribünden
Ankaragücü sevgisini hala yüreğinde taşıyor, silemiyor… Başkan olduğu zaman da çok güzel bir slogan bulmuştu…
"Türkiye'nin gücü Ankaragücü" Ankaragücü işte böyle bir kulüp… Şimdi bu kulüp çıkmaz bir borç batağında… Kim yapmış, kimler yapmış, neden yapmışı sorgulamak istemiyorum… Kimin hata yapmış ve kulübü bugünlere getirmiş ise hukuk önünde hesap verir, vermeli de… Bir sezon bitti…
Ankaragücü Süper Lig'i istiyor… Sizin desteğiniz olmadan bu yolda yürümeleri zor… Yürürken engeller çıkıyor önüne… Bu engelleri kaldıracak sizsiniz…
Haydi başkan… Sporun kardeşlik, barış, sevgi, en önemlisi de fair-play olduğunu bilenlerdensiniz… Bu nedenle…
Ankaragücü 10 Mayıs'ta seçime gidecek… Ne olacağı belirsiz… İşte bu belirsizliği giderecek sizsiniz… Gel iddiaya girelim… Yine
Tandoğan'da Ankaragücü Kulübü'nde buluşup bu kez penaltı atışı yerine kulübü başarıya götürecek, kalıcı çözümü bulalım… Hem de yarın… Çünkü
Ankaragücü tekrar
Süper Lig'e çıktığı zaman vefakâr, cefakâr
Ankaragücü camiası ve taraftarı sizi bağrınıza basar… Yeter ki bir adım atın… Destek her zaman karşılığını bulur… Küfrü alkışlamayanlar,
Ankaragücü'ne vereceğin destekle öyle çok alkışlar ki… Şimdiden o alkış seslerini duyuyorum…