Halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, kas krampları, bacak, ayak bilekleri ve göz kapaklarında şişlikler gibi şikâyetlerle kendini belli eden böbrek hastalıklarının tüm dünyada görülme sıklığı giderek artıyor.
Böbrek yetmezliği hastalarının önemli bir kısmında hastalık ileri aşamaya gelinceye herhangi bir şikâyet oluşmayabiliyor.
Bu nedenle böbrek hastalığı açısından risk altında olanların düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları büyük önem taşıyor.
Böbreklerin temel fonksiyonu vücutta oluşan artık ürünleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırmaktır. Bu işlem vücut kimyası için oldukça önemlidir.
Bunun yanı sıra böbrekler kan basıncını düzenleyen hormonları salgılar, vücudumuzdaki D vitaminini aktif hale getirir ve kan hücrelerinin üretimi için gerekli olan hormonu salgılar. Çeşitli hastalıklar ve bazı ilaçların yanlış kullanımı sonucunda ortaya çıkabilen "akut böbrek yetmezliği" böbrek fonksiyonlarının ani olarak azalmasıdır. Böbrek fonksiyonlarının daha uzun zaman içerisinde geriye dönemeyecek şekilde azalması ise "kronik böbrek yetmezliği" olarak adlandırılır.
Diyabet ve tansiyon hastaları, ileri yaştaki bireyler ve ailesinde böbrek hastalığı öyküsü bulunan kişilerin böbrek hastalıklarına yakalanma riskleri daha fazladır.
Kan basıncı yüksekliği ve idrarda protein bulunması böbrek hastalığı habercisi Böbrek hastalığının teşhisinde kullanılan yöntemler, kan basıncı ölçümü, idrar testi, kan tahlilleri ve böbreğin radyolojik olarak görüntülenmesidir. Kan basıncı yüksekliği böbrek yetmezliğinin en önemli nedenlerindendir. İdrarda protein bulunması ise böbrek hastalığının en erken bulgusu olabilir. Kan tetkikleri ve ultrasonografi de böbrek hastalarını değerlendirirken vazgeçilmez bir yöntemdir.
Herhangi bir böbrek hastalığı bulunmayan kişilerin böbrek sağlığını korunmak için dikkat etmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Düzenli egzersiz yapılmalıdır.
Vücut ağırlığını kontrol altında tutulmalıdır.
Tansiyonu ve kan şekerini kontrol altına alınmalıdır.
Düzenli ve dengeli beslenilmelidir.
Kesinlikle sigara kullanılmamalıdır.
Alkol tüketimini sınırlandırılmalıdır.
Su tüketimi artırılmalı ve yeterli miktarda sıvı alınmalıdır.
Yıllık hekim kontrolleri ihmal edilmemelidir.
Bilinçsiz ilaç tüketiminden uzak durulmalıdır.
Ailedeki hastalık öykülerini bilinmeli ve bunlara göre önlemler alınmalıdır.
Kan basıncı ölçümü yaptırılmalıdır.
Tuz tüketimini azaltılmalıdır.
Prof. Dr. Kayser Çağlar
Memorial Ankara Hastanesi Nefroloji Bölümü