Faillerin fiillerine esas olan fikir yapısı çoğu zaman bilgisiz fikir sahipliğinden kaynaklanır. Bu yapı içerisinde şeytanın dahli ne kadardır diye soracak olursanız, bu da kişinin eğitim seviyesi ve gözlem analizleri kabiliyeti ile doğru orantılıdır.
Bu zaviyeden bakılınca yazının başlığının,
"İnsanın şeytani fikirleri" olması gerekirdi, yazılanları okuyunca yazının başlığına hak vereceksiniz.
Her olayı siyah ve beyaz olarak görebilseydik kararlarımızı daha net ve doğru olarak verebilecektik; ne var ki bütün olayları bu işi kendisine görev edinmiş medya sayesinde gri olarak görmekteyiz!
Seçim meydanlarında size vaatlerde bulunanlara bakın, bakın da bu AK Parti bizi yıllardır nasıl uyutmuş görün! "Ülkenin bütün kaynaklarını kaçak saraylara harcamış, çaldıkları paraları ayakkabı kutularına doldurmuş, ülkenin bugünkü halinin nedeni de buymuş. Saltanat için kendilerine uçak almışlar, çok seyahat edip harcırah peşinde koşmuşlar, işte problem buymuş(!)"
Size gözünüzün içine bakarak yalan söyleyenler aslında sizin zekânıza hakaret etmektedirler, buna dikkat edin. Yani biz o kadar aptal insanlarız ki, onların söylediklerine inanabiliriz!
Ben ne kendime ne de basiretli milletime böyle bir hakareti yakıştıramam, yakıştırmadığım gibi de, ayniyle kendilerine iade ederim. Efendim saray dediğiniz bütün milletin şanıdır, şerefidir. Harcanan para da abartsak bile bir buçuk milyardır. Demek paramız varki harcıyoruz.
Bol keseden asgari ücret ve benzin vaadinde bulunanlar yanlarında hiç işçi çalıştırmışlar mıdır diye sormak lazım. Siz asgari ücreti onların dediği rakama çıkartın başta kendim olmak üzere kapatır giderim işyerimi.
Hadi devletin parasından vazgeçtik, esnafın parasından da hoyratça harcıyorlar, ülkenin yarısı işsiz kalır, ayıkla pirincin taşını.
Öyle yağma yok, derenin taşıyla derenin kuşunu vurma kurnazlığı eskidendi.
Şimdilerde ne kadar emek, o kadar börek kuralı geçerli.
Aklımın almadığı bu AK Parti bizi yıllarca nasıl kandırdı da biz bunu göremedik. Bize, tank yapıyoruz, top yapıyoruz, ülkenin borçlarını ödüyoruz diye yalanlar söylediler. Yollar, hızlı trenler yapıyoruz diye kandırdılar hepimizi...
Şehirlerde yükselen bütün binalar da yeni boğaz köprüleri de birer maketten ibaretmiş anlayamamışız.
Şeytanı imrendirecek fikirler ve vaatler duymaktayız, şeytan mı bize, biz mi şeytana özeniyoruz anlayamadım. Dinlediklerimiz şeytanın ta kendisi mi, yoksa insan mı, onu da anlayamadım!
Boş silahı bilmem ama boş adamı şeytan doldurur, okuyun ve düşünün, aman dikkat.
Şeytan sizi de doldurmasın!