İnsanlar haberleri takip ederken çeşitli tepkiler verirler. Ya kızarlar ya gülerler ya da şaşırırlar. Ama mutlaka iç dünyalarında bile olsa bir tepki verirler.
Ben de
Aziz Yıldırım'ın Ergin Ataman'ın hem milli takımı hem de
Galatasaray'ı çalıştırmasına verdiği tepkiyi okuyunca şaşkınlık içine girdim.
Şaşırdım çünkü hemen
Bogdan Tanjevic'in hem
Fenerbahçe Ülker'i hem de milli takımı çalıştırdığı günler geldi aklıma.
O zaman da
Fenerbahçe kulübünün başında aynı
Aziz Yıldırım vardı.
Sanırım
Sayın Yıldırım o
Tanjevic vakasını unuttu bu sözleri söylerken.
Hatırladığım kadarıyla da o günlerde kimse
Aziz Yıldırım'ın verdiği tepkiyi verip
'Biz milli takıma oyuncu göndermeyeceğiz' dememişti.
Bakın bu durum tartışılır.
Milli takım hocası kulüp çalıştırmalı mı, çalıştırmamalı mı? diye sorsanız herkesin bir fikri olur. Herkes bu konuda fikrini rahatlıkla söyler. Ben de bunun çok da iyi bir durum olmadığını düşünenlerdenim.
Yani
Aziz Yıldırım ile belli noktalarda da olsa aynı düşünüyorum. Ancak bu soru
Aziz Yıldırım'a sorulduğunda bence cevabı
ÇALIŞTIRABİLİR olmalı.
Kendi hocan milli takımı çalıştırırken tu kaka demeyeceksin, ama bunu başkasının hocası yapınca geçmişi unutup karalayacaksın.
Hem de milli takıma oyuncu vermem tehdidini savuracaksın.
Bu çelişkili ruh halini görünce şu hikâye geldi aklıma.
İmam efendi hutbede cemaate sert çıkışmış. Erkek çocuklarınız kahvehanelerden çıkmıyor, caminin yolunu bilmiyorlar, kız çocuklarınız açık saçık giyiniyorlar deyip coşunca, cemaatten biri kalkıp
'Hocam senin kız da mini etekler giyiyor, ona bir şey demeyecek misin' deyince hoca da; Yakışıyor ama kerataya demiş.
Aziz Yıldırım'ın hali da bu imam efendi gibi.