Tür kiye'nin iki önemli kulübünün teknik patronlarına itirazım var. Görev yapmalarına değil, ortaya koydukları performansadır itirazım… Gençlik ile olgunluk arasında bir teknik adam
Mehmet Özdilek. Buna rağmen, ciddi bir tecrübe kazanmış olması gerekir. Ancak
Gençlerbirliği'ndeki ikinci dönemi, bu tecrübe ve birikimden uzak kaldığını gösteriyor bizlere… Kadro ne kadar yetersiz olursa olsun… Yabancılar ne kadar kalitesiz olursa olsun… Bir teknik adam olarak farklılık yaratman gerekir. Benim gibi maçı izleyeceksen... Sahada takıma zarar verenle katkı yapanı ayırt etmeyeceksen… O zaman bizler de senin teknik direktörlüğünü sorgularız… Son
Mersin maçının en zayıf halkası kim diye sorsanız, hemen
İrfan Can Kahveci derdim. Sadece ben değil, sanırım tüm stat aynı görüşü bildirirdi. Bu genç oyuncu sadece kötü oynamıyor. Sahada sorumsuz, duyarsız ve arkadaşlarına zarar veren bir görüntü çiziyor… Takım bilincini hiç anlamamış, anlatan da olmamış bu genç arkadaşa. Gerçi taçtan gol yenildiğini düşünürsek, topyekun bu bilinçten haberi yok futbolcuların… Son yıllarda gördüğümüz en kalitesiz ligi yaşıyoruz. Dört büyük dökülüyor. Küme düşmeye aday iki elin parmakları kadar takım sayabiliriz. Her puanın çok önemi var. Yani bu sezon pabuç pahalı… Aslında bugün
Türk Telekom basketbol takımını yazacaktım. Ağır da eleştiriler sıralayacaktım. İstanbul deplasmanında ilk galibiyetlerini alması, eleştirilerden kurtulduğu anlamına da gelmiyor. Bir farklılık da
Coach Ercüment Sunter'den bekliyoruz…
Türk Telekom'un basketbol takımı olmaktan öte, başkent için ayrı bir önemi ve anlamı var. Daha doğrusu, bir misyonu var. Ekonomik sıkıntısı olmayan iki farklı kulüp var ortada. Ama kaderleri aynı gidiyor. Bizim amacımız da bu gidişatın yanlış olduğunu anlatmak…
MURAT TARHAN