Türk spor gazeteciliğinin devrik ve mağlup meslek birliği TSYD! Eskiden yani 17 sene öncesine kadar hatırlayanlar bilir sezon öncesinde 3 büyükler son provalarını TSYD kupasında yaparlardı. Öyle ki TSYD kupası Federasyon Kupası, Başbakanlık Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası kadar önemli bir organizasyondu. Ta ki 1999 yılına kadar. Bir kısım insanın yorumlarına göre TSYD'nin bu işin kaymağını yediğini anlayan 3 büyük kulüp artık bu organizasyona katılmayacağını deklare edince dernek için de gerileme dönemi başladı. Bu olay vuk'u bulduğunda Atilla Gökçe başkandı. Zaten TSYD bir daha da belini doğrultamadı. Doğrultamadı ama ne hikmetse, nasıl bir faydası varsa spor gazeteciliği dünyasında hemen hemen herkes bu derneğin başkanlığına, mevcut yönetimlerin beceremediğini belirterek talip oldu. Şimdi ki başkan Oğuz Tongsir ve yönetimi de benzer vaatlerle iş başına geldi.
8 AY ÖNCE
Ama yeni başkan Tongsir özellikle şeffaflık vaadiyle oy kullanıcı meslektaşlarının aklını çelerken 8 aylık yönetiminde yaptıkları kendi yönetimindeki arkadaşlarından bile tepki almaya başladı. Hatta öğrendiğime göre en yakın arkadaşları bile desteklerini çekmişler yeni başkandan. Tongsir başkanın en büyük bombası ise TEK ADAM, MUTLAK OTORİTE sevdasıyla kendi kendine karar verip uyguladığı dernek logosunun değişimi oldu. Kulaktan dolma, çakma kurumsalcı Tongsir başkan, kimseciklere sormadan yaptığı logo değişiminde Türk bayrağını koymayı unutup bir de bunu farketmeyince kızılca kıyamet koptu. Bu arada "Bu yeniliği" yaparken o sakil internet sitesinin de değiştirilmemesi de ayrıca komik olmuş. Tabi "yenilikçi ve devrimci" Oğuz başkanın ayıbı sadece bu değil. Mesela seçimde kendisine oy vermeyen, kendisini desteklemeyen hiç kimseyi muhteşem geçti diye nitelediği "Toros Zirvesi"ne çağırmadı. Kendine oy verenlerle "KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR" zirvesi yaptı. Oğuz Togsir'in son bombası ise karısının arabasını derneğin Ankara şubesine satması oldu. Aslında sıralaması karışık bu bombaların. Hangisi son hangisi ilk ya da hangisi en büyük bomba bilmiyorum ama bildiğim şey OĞUZ TONGSİR'in O KOLTUKTA 8 AYDA PATLADIĞI. Türkiye Spor Yazarları Derneği aslında hiçbir zaman üstlenmeye çalıştığı spor gazeteciliğinin meslek örgütü rolünü tam anlamıyla oynayamadı. Spor basınında yüksek ücretlerle köşe yazan ya da muhabirlik yapan belli başlı grupların rakı sofraları kurduğu, puro içerken poker oynadıkları bir LOKAL olmaktan öte geçemedi. Dernekte olması gereken aslında bir kimlik değişimini içeren DEVRİM'dir. Gençlerle devrim.