Devlete "katil" demeyi ifade özgürlüğü olarak nitelendiren Ankara Barosu Başkanlığı geçtiğimiz günlerde, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlığı altında bin 128 akademisyen tarafından imzalanan ihanet bildirisine sahip çıktı. Ankara Barosu'nun resmi internet sitesinden yapılan açıklamada. "Bildiriye imza atan bin 128 akademisyen hakkında devletin en üst makamları tarafından başlatılıp toplumun değişik kesimlerince desteklenen linç kampanyasını, akademisyenler hakkında açılan idari soruşturmaları, YÖK'ten talimat beklediğini belirten üniversite yönetim anlayışlarını, bildiride imzası bulunanlara yönelik gözaltı ve görevden almaları kabul edilemez bulduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz" dedi.
"KABUL EDEMEM"
Ankara Barosu'nun bu açıklamasına yine en büyük tepki baro üyesi avukatlardan geldi. Ankara Barosu Üyesi Avukat Nazlı Ergül, Baro Başkanı Hakan Canduran'a hitaben yaptığı açıklamada, "Akademisyen perdesi altında açıklanmış olan ve devletimizin terör belasıyla verdiği haklı mücadeleyi, milletlerarası arenaya devletin halkını katli şeklinde göstermeye çalışan ve milli duruşa zerre kadar yakışmayan, devletini jurnalleyen, açıkça ihanet içeren bildiriyi imzalayanları güya özgür düşünce olarak beyan eden açıklamanızı Ankara Barosu üyesi bir avukat olarak şahsım ve benim gibi devlete ve millete dair menfaatlerin üstünlüğüne inanan meslektaşlarım adına kabul etmediğimi bildiririm" ifadelerini kullandı.
'O KOLTUKTA OTURMAYIN'
Diyarbakır'ın
Çınar İlçesi'nde İlçe Emniyet Amirliği ve emniyet lojmanlarına PKK'nın düzenlediği bombalı saldırıda şehit olan 29 yaşındaki polis memuru babası ile birlikte hayata gözlerini yuman 4 yaşındaki Mevlüde İrem Çiftçi'nin tabutunu göstererek elinizi bir kez daha vicdanınıza koyun diyen Ergül, "Dünya görüşünüz ne olursa olsun, terörü kınamaz, terörle mücadele eden devleti katil gibi gösterme çabasında olan tüm hainleri desteklemediğinizi beyan etmezseniz orada oturmayın" şeklinde konuştu.