Yıllar önceydi…
Foto muhabiri Kubilay Çalıkoğlu ile
Avrupa Şampiyonası'na hazırlanan
Güreş Milli takımımızın kampına gittik.
Mahmut Atalay Teknik Direktördü… Takımın kaptanı da
Gıyasettin Yılmaz… Bir masanın etrafına sıralanmış, bizi bekliyorlardı.
Oturduk.
Sohbete başladık.
Biz ne kadar şampiyonayla ilgili bilgi edinmeye çalışsak da konu dönüp dolaşıp
"Maddi imkansızlıklara" geliyordu… Sonunda meselenin, kamptaki bir güreşçinin akrabalarının ziyareti sırasında yaşanan olayla ilgili olduğunu öğrendik.
Güreşçimiz konuklarına ikinci kez çay ısmarlamak istemiş, ancak garsonlar,
"İkinci çayları ekstra olarak hesabınızdan ödememiz gerekir" deyince, kızılca kıyamet kopmuş… Hatta sporcumuz kampı terk etmeye bile kalkışmış.
O dönemlerde spor teşkilatını yönetenler, hemen her şampiyona öncesi idarecilere, teknik adamlara, sporculara bu sıkıntıları yaşatırlardı.
Oralardan bugünlere geldik.
Şimdi sporculara sağlanan imkanların haddi hesabı yok.
Sınırsız maddi olanaklarla ülkemizde
"Muhteşem tesisler" yapılıyor, çok önemli spor organizasyonları gerçekleştiriliyor.
Yabancı hocalar getirtiliyor.
Sporcularımız, yurt içinde ve dışında sayısız turnuvalara katılıyorlar; en iyi yerlerde konaklıyorlar.
Ancak… İş sadece parasal olanakları seferber etmekle bitmiyor.
Türk sporunun yıllardır kanayan yarası olan
"Sistemsizliğe" çözüm üretmek gerek.
Nedir bu sistem meselesi?
Türkiye Avrupa'nın en genç nüfusa sahip ülkesi… Elimizde muazzam bir potansiyel var; her yöreden genç insan fışkırıyor.
Ama spor yapan insanımız komik denecek kadar az… Genç kitleyi bir türlü dağlardan, sokaklardan, kahvelerden çekemiyoruz.
Son yıllarda
"Uyuşturucu kullanımındaki" rekor sıçrama işin bir başka tehlikeli yönü; alışkanlık küçük yaşlara değin inmiş… Genç insanları sporun içine çekmek, illa da
"Şampiyon çıkarmak projesi" olarak algılanmamalı; o kitleye spor yaptırmaktır asıl olan… Her yöreden güreşçi çıkmaz, bisikletçi, kayakçı, yüzücü çıkmaz.
Tüm illerde her spor dalının çok aktif olması gerekmez… Öncelikle pilot bölgeler tespit edilmeli… Oralarda
"Saptanan spor branşlarında" sporcular seçilmeli, yetiştirilmeli, müsabakalar organize edilmeli… Bu da yetmez!
Eğitimle spor bağlantısının mutlaka kurulması lazım; eğitimle spor iç içe olmalıdır… Genç nüfusun çoğu öğrenci; bu gençlere spor yapma olanağı sağlanmalı.
Elit olanları
"Sporcu bursuyla" desteklenmeli ve pilot bölgelerdeki deneyimli hocaların gözetiminde hem sporculuğunu, hem de öğrenciliğini sürdürebilmeli… Ve sonuçta
Anadolu'dan da şampiyonlar çıkmalı… Her şeyi
Ankara'daki merkezi yönetimden beklemek olmaz!
Spor hinterlandı genişletilmeli…