Kanlı darbe girişiminin üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçti… Fethullahçı Terör Örgütü'ne yönelik operasyonlar kesintisiz sürüyor. Bugüne kadar kamuda görevden el çektirilenlerin sayısı 80 bini geçti. Kripto isimlerin tespitine yönelik incelemeler de sürüyor. Kritik koltuklardaki isimler için çapraz kontrol yapılıyor. Hakkında şüphe olup birinci taramada tespit edilemeyenlerin eş ve akrabaları da araştırılıyor.
Geçmişteki sosyal güvenlik kayıtları, sendika bilgilerine başvuruluyor. Telefon kayıtlarından trafik cezalarına kadar tüm belgeler inceleniyor.
Bununla da kalmıyor… Üniversitedeki arkadaşlarına, örgüt evlerinde kalıp kalmadığına da bakılıyor.
Komşularıyla görüşülerek kanaatleri soruluyor. Örgütün haftalık sohbetlerine katılıp katılmadıkları belirleniyor.
Görevden el çektirmede bu benzeri birçok kriter dikkate alınıyor. Yanılma payı dikkate alınarak ikinci bir tarama da yapılıyor.
Kurunun yanında yaşın yanmaması için büyük hassasiyet gösteriliyor. Bu konuda çok sayıda telefon, mail alıyorum; "Örgütle kesinlikle bağlantım yok, niye görevden alındığımı bilmiyorum!" Böyle zamanlarda ihbarlar, şikâyetler yağar. Yanlış doğru çok kolay birbirine karışabilir.
Ancak, devletin her bir organını ahtapot gibi sarmış bir örgütten söz ediyoruz.
Yargıdan ekonomiye, emniyetten orduya kadar her yere sızmış… Böylesine tehlikeli bir örgütle mücadele ederken yanlışlıklar da olacaktır. Üst düzey bir hükümet yetkilisi ile bu durumu konuştuğumuzda önemli bir tespitte bulundu; "Önce tehlikeyi bertaraf edelim. Yanlışlıklar varsa mutlaka düzeltilecektir!"
***
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş önemli bir tespitte bulundu; "Esas mesele ehliyet, liyakat ve millete sadakat olmalı! Herkes kendi düşüncesiyle, mezhebiyle, meşrebiyle, siyasi görüşüyle, kendisine bir kariyer imkânını devletin çatısı altında bulabilmelidir." Numan Bey'in dediği gibi devletin kadrolarına bu vasıfları taşıyanlar gelmeli. 15 Temmuz darbe girişimi önemli dönüşümlere de vesile oldu doğrusu.
Bu süreç kamuda da yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Tabiî ki liyakat esas olmalı! Vatanını, ülkesini seven gençlere eşit fırsat imkânı sunulmalı. Memleketi, mezhebi, etnik kimliği değil "vatan sevdası" kriter olmalı. İşte o zaman 2023 hedefleri çok daha yakın olacak.
