Ankara'da yaşayan Avusturyalı Diana Güven'in ilginç bir yaşam hikayesi var. Avusturya'da küçük bir kasabada doğan Diana Güven (50), Türkiye'ye ilk kez 1989'da annesinin hediyesi olan geziyle geldi. İstanbul'a hayran kalan Güven, önce burada dil eğitimi almaya karar verdi, sonrasında da Türkiye'den kopamadı.
TEKSTİL SEKTÖRÜNE GİRDİ
Evlenen ve iki çocuk annesi olan Güven, "1989'da İstanbul'a ilk geldiğimde o kadar sevmiştim ki... Sanki daha önce yaşamış gibi hissetmiştim kendimi. 1989 sonbaharında, aslında iş aramam gereken bir dönemde, Türkiye'de dil öğrenmeye karar verdim" diyen Güven, daha sonra Türkiye'ye yerleşmeye karar verdiğini ve her zaman çok sevdiği tekstil sektörüne girdiğini söyledi Güven, Avusturya'da babasının da isteğiyle heykeltıraşlık eğitimi aldığını fakat çocukluğundan bu yana en büyük hayalinin tekstil sektöründe çalışmak olduğunu belirterek, "Türkiye'ye değil aslında tekstil cennetine gelmişim. Tekstil sektörüne girmek benim için o dönem kolay olmuştu. Çünkü ihracat yapan firmalar çift dil bilen insanları arıyordu. Başladım ve çok mutlu oldum." diye konuştu. Tekstil sektöründe yaşanan ekonomik krizden dolayı tekstilin "teknik tasarım" kısmına yöneldiğini aktaran Güven, bu alanda çalışan uluslararası kaynaklı bir firmada 20 sene hizmet verdiğini söyledi.
20 YIL ÜNİFORMA TASARLADI
Güven, bu konuda yürüttüğü çalışmaları, "Jandarmanın, polisin, itfaiyenin özel kıyafetleri, balistik yelekler, özel uyku tulumları yaptım. Eksi 40 dereceye kadar dayanıklı, aniden açılabilen, savaş sırasında kullanılabilen bir sürü teknik tekstili dizayn ettim. Teknik tekstil eğitimi alıp, Türkiye'de tek olmak bir ayrıcalıktı, büyük bir şanstı. Bu şansı yakaladım ve kullandım. Çok iyi bir fırsat oldu. Türkiye'ye hizmet verebilmek, 30 senedir yaşadığım ülkede sınırda savaşan askeri, polisi giydirebilmek, onların görev sırasında daha rahat olabilmesini sağlayabilmek çok özeldi" sözleriyle anlattı. "Her gün dışarıda polisin, itfaiyenin üzerinde benim tasarladığım kıyafetleri görebiliyorum" ifadesini kullanan Güven, asayişten zabıtaya, yunuslardan trafik görevlilerine, özel harekattan askeriyeye kadar birçok üniformayı tasarladığını ve bu işin sonlanmasının kendisini üzdüğünü belirtti. Diana Güven, teknik tekstil sektöründeki işinin sonlanmasıyla, uzun süre bu işle beraber yürüttüğü, sağlıklı ve dayanıklı unlu mamüllere yöneldiğini dile getirdi.
EVDE ÜRETİME DEVAM
Önceleri evde yaptığı ürünleri dükkan açarak satmaya başladığını anlatan Güven, "Hep Türkiye'de sağlıklı ve zararlı olmayan tatlı olmadığını düşünürdüm. Genel olarak çok şerbetli tatlılar var. Bu düşünceyle 'biscotti' ve 'grissini' üretmeye başladım. O süreçte hem üniformaları tasarlıyordum hem de evde bu ürünleri yapıyordum. En sonunda KOSGEB'e başvurup, buradan destek aldım ve kendi dükkanımı açtım" dedi. Ürünlerinin en iyi ve sağlıklı malzemelerle üretildiğini, bu nedenle maliyetlerin yüksek olduğunu söyleyen Güven, dükkanı üç yıl sonunda kapatmak zorunda kaldığını ve evde üretime devam ettiğini söyledi. Güven, evlatları biraz daha büyüdükten sonra tekrar iş hayatına dönmenin hayalini kurduğunu ifade etti.