Bir dönem
Kibariye'den dinledik. Arabesk'in ünlü sesi
"Kim bilir bu gidişin dönüşü olacak mı?" diye sevenlerine 'damardan' girerdi. Şimdilerde
Ankaragücü'nün cefakar ve de vefakar taraftarları hep bir ağızdan haykırıyorlar:
"Bu gidişin dönüşü olacak mı?" Teklike kapıda bir Azrail gibi bekliyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara ile özdeşleşmiş
Ankaragücü, kendisine uzanacak yardım elini ekliyor.
Her geçen dakika, her geçen saniye Sarı-
Lacivertli kulübün aleyhine işliyor.
Artık bıçak kemiğe dayandı.
Radikal bir çözüm bulunmazsa bu tepe taklak gidişin sonu ne yazık ki hüsran olacak.
Taraftar şaşkın. Taraftar üzgün.
Açlık grevine başlayarak seslerini duyurmak istiyorlar. Seçim zamanı her türlü vaadi tespih tanesi gibi arka arkaya dizen milletvekillerinin duyarsızlığı sürüyor. Bir tek
Aylin Nazlıaka var. Sayın
Nazlıaka bugün için değil, dün de ondan önce de vardı. Ancak onun seçildiği şehrin takımı için yardım girişimleri diğerlerini tetiklemeye yetmedi. Zaman acımasızca akıp gidiyor.
Kısa bir süre sonra Genel Kurul var. Belki de son şans.
Kurtuluş reçetesi burada yazılmalı.
Yoksa hasta için çok geç olacak.
Dileriz bu genel kurul
Ankaragücü için milat olur. Yoksa; bu gidişin dönüşü zor olur. Hatta, zorun da ötesi olur.
Ankaragücü'nün tarihi; güzel günleri, güneşli günleri hak ediyor.
Kulübün üzerindeki kara bulutlar (!) çekilin artık. Yoksa o tarih sayfalarında kara harflerle yerinizi alacaksınız...
Kurtuluş reçetesi burada yazılmalı. Yoksa hasta için çok geç olacak