ARTIK KAFAMIZI RAHAT KOYUYORUZ YASTIĞA
YARDIM GÖNDERMEK BU KADAR ZOR OLMAMALI
Yalova depreminde enkazdan çıkan Suzan İpekçi, o anları şöyle anlatıyor:"Annemler Rize'ye gitmişti. Biz evde üç kız kardeş ve iki kuzenimizle beraberdik. Beşimiz de mucize diyebileceğim bir şekilde sağlam çıktık. Kendi binamızda ve yan binalarda çok sayıda yakınımızı kaybettik. Ablamlar enkaz altında kaldı. Biri 12 saatte, biri 15 saatte kurtarıldı. Ben hiç travma yaşayamadım. Çünkü tek ayakta olan bendim. Ablam ve kardeşim ameliyat olmuşlardı. Soğukkanlı olmam ve onlarla ilgilenmem gerekiyordu." Büyük deprem yaşamış ve bunu acısını bilen insanların Van'daki depremzedelere çok yardımcı olabileceğini söyleyen İpekçi, Yalova'dan giden çok sayıda kurtarma ekibi olduğunu ekliyor: "Van'daki depremi duyunca hemen yardım etmek istedik. Ben bir çağrı merkezinde çalışıyorum. 400 kişi çalışıyor bizim şirketimizde. Botlar, montlar topladık. İkinci el ama tertemiz. Kızılay'ı aradık. 'İkinci el ürün göndermiyoruz, oradaki insanların psikolojisi bozuluyor,' dediler. Ben enkazdan yalınayak çıktım, hastanede bana verilen terlik ikinci el mi yeni mi? Buna hiç bakmadım. Yokluğun olduğu bir yerde seçicilik yapılmaz ki. Sonra kendi imkanlarımızla gönderdik yardımları." Şimdi deprem konutlarında yaşadıklarını söyleyen İpekçi, binaların çok sağlam olduğunu ve içlerinin de rahat olduğunu söylüyor.
YETKİLİLER ANLATIYOR
Önce halkın psikolojisi düzeltilmeli
1999 depreminde Yalova Belediye Başkan Yardımcısı olan Numan Fevzi Özkan'ın annesi, kardeşi ve onun eşi hayatlarını kaybetmişler. Kardeşinin 11 yaşındaki oğlu ise o gece Numan Beylerde kaldığı için kurtulmuş. İlk şoktan sonra kendi acısını bir yana bırakıp afet yönetiminin başına geçmiş Özkan: "Dinar'a ekipler gönderdik hızlı bir şekilde; 'Onlar ne yapmış?' öğrensinler diye. Japonlara ulaştık. İki taraftan da raporlar geldi. İki raporda da ortak bir şey vardı. Halkın psikolojisini düzeltmeliydik. Hemen enkazları kaldırdık. Çiçekler ektik şehrin önemli yerlerine. Konserler organize ettik. Van'da çadır kentlerin bir an önce ve beton zemin üzerine kurulması gerekiyor. Toprak bir alana kurunca her yeri su basıyor ve çamur içinde kalıyor."
Mesleğimi bırakmayı düşündüm
Yalova İnşaat Mühendisleri Odası temsilcisi Mahmut Renkler, 17 Ağustos depreminin sabahında gördüğü manzara karşısında ilk başta mesleğini bırakmayı düşünmüş: "Her nerede bu tür bir felaket yaşansa, Yalovalılar da 17 Ağustos gecesini bir daha yaşıyor. Haliyle o günden bugüne yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı sorguluyoruz. Ben deprem sabahı bir daha bu mesleği yapmamayı düşündüm. Çünkü öyle değişik örnekler gördük ki, bizim betonarme yapıların yıkılmasının yanında tezekten yapılmış bazı binalar ayakta kalmıştı. Ancak sonra bu meslekten kaçarsak kolaylıcılığa yönelmiş olacağız dedik ve mesleğime devam etmeye karar verdim. Birçok konuda Yalova olarak diğer illere örnek olabilecek çalışmalar yaptık. Ama sorunlarımız sıfıra indi mi? Hayır. Depremden önce yapılmış olan birçok binanın elden geçmesi bunların durumlarının tespit edilmesi gerekiyor. Van'da şaşırtıcı olan şey, geçmişinde büyük depremler olan Van'ın yapı denetim kanunu kapsamında pilot iller dışında tutulmuş olması. Keşke bu pilot uygulamaya Yalova'da olduğu gibi Van'da da başlansaydı."