Biliyorum, çok pahalı. "Bir Harley Davidson motoru satın almak yerine, iki küçük otomobil alınabilir," diyeceksiniz. Bu da doğru. Ama Harley kullananların hepsine 'züppe', 'şımarık', 'zengin çocukları' gibi sıfatlar yakıştırmak doğru değil. Harley edinmek, birçoğumuz için bir çocukluk rüyasını gerçekleştirmektir. Bir yaşam tarzıdır. Ankara'daki çocukluk yıllarımda, mahalle arkadaşım Ferruh Tanay ile kovboyculuk oynarken, yanımızdan vızır vızır geçen motosikletlerin arasında, gürül gürül sesinden etkilenerek gıpta ettiğimiz Harley'di. "Bir gün gelecek biz de Harley alacağız," dediğimizi hâlâ hatırlarım. Bu çocukluk sevdamızı hayata geçirmek için Atina'da yıllarca kuruş kuruş biriktirdiklerimle gün geldi, ben de Harley sahibi oldum. Ferruh'un da Harley sahibi olmasıyla Türk ve Yunan Harleyciler bir araya geldi. Türkiye'de, Yunanistan'da ya da başka bir ülkede Harleyci olmanın en büyük özelliği, hepimizin çocukluk rüyasını gerçekleştirmek ve Harleyciler'in samimi dayanışmasını hissetmektir.
HARLEYCİLER AİLE GİBİDİR
Türkiye'den Yunan Adaları'na gelen ve burada Yunan Harleyciler'in de katıldığı turlara çok katıldım. Midilli'de, Taşoz Adası'nda bir aile gibi, topluca bir yerlere gitmenin tadını çıkardım. Geçen hafta Atina'daki evimin garajına park ettiğim Harley'i göremeyince ise beynimden vurulmuşa döndüm. Polisten önce Türk ve Yunan Harleyci arkadaşlarıma haber verdim. Son zamanlarda motor ve otomobil hırsızlığının yaygınlaştığı Atina'da, otomobilimi çalsalar bu kadar üzülmezdim. Bu üzüntü, Harley'in 'pahalı' olduğundan değil, çocukluk rüyamın çalınmasından. Harley hırsızlarının, çocukluk rüyalarını çalan, 40 yılda gerçekleştirebildiklerinize bir çırpıda sahip olmaya çalışan, ancak asla Harleyci olamayacak hayasız tipler olduğunu unutmamak gerekir.