Ölüm giyen adamlar!
ÖLÜMSÜZ POLİSLER R. I. P. D. ***
Zıt karakterli ikililerin maceraları sinemada her dönem ilgi gören bir formüldür. Bazen bu ikili polis olur, bazen suçlu, bazen de kardeş...
Ölümsüz Polisler adı üzerinde, ikili olarak polisleri seçen yapımlardan. Çizgi roman (bilgisayar oyunu da var) uyarlaması filmde biri kovboy ruhlu (yaşlı, huysuz, deneyimli), diğeri günümüz polisi (genç, atak, hırslı) iki polisin maceralarını izliyoruz. Ama onlar normal polisler değil. Polisler ölü, görevleri de dünyaya kaçan ölü ruhları yakalamak. Film,
Siyah Giyen Adamlar serisini hatırlatıyor fena halde. Adeta o serinin yeni filmi gibi. Ama işin hakkını veriyor, eğlenceli, dinamik, aksiyonu dozunda fantastik bir macera filmi.
Dövme, Ucuş Planı, Zaman Yolcusunun Karısı ve
RED'in yönetmeni Robert Schwentke işinin gereğini yerine getiriyor, ama filme özel bir sinematik katkı da sunmuyor. Açıkçası
Ölümsüz Polisler, Jeff Bridges'in filmi... Filmin yükseldiği, seyir keyfi verdiği anlarda hep o karşınızda oluyor. Ryan Reynolds o 'sert oğlan' tavırlarını bir türlü aşamıyor. Son tahlilde zıt ikililer formülünü seven izleyicileri tatmin edebilecek bir yapım.
Ruh halimizin resmidir
ŞİMDİKİ ZAMAN ***
Mina içine kapanık bir kadın. Amerika'ya gitmek istiyor. İşsiz ve para kazanmak için bir kafede kahve falı bakmaya başlıyor. Fakat o hep kendini anlatıyor. Onun hikayesinde insanlar da kendini görüyor. Yani herkesin ortak sıkıntılar yaşadığını gösteriyor
Şimdiki Zaman bize
. Yönetmen Belmin Söylemez ilk filminde toplumsal ruh halimizden bir kesit sunuyor. Bu kesitten çıkışsızlık, umutsuzluk, hayal kırıklığı fışkırıyor. Sanem Öge, Şenay Aydın ve Ozan Bilen'in rol aldığı filmde Söylemez, dingin bir anlatımı tercih etmiş. Bu tercih nedeniyle Söylemez cümlelerini sakin, acele etmeden söylüyor ve ortaya iyi bir ilk film çıkıyor. Ama asıl olarak
Şimdiki Zaman 2010'lar Türkiye'sinde insanların yaşadığını bireysel çaresizliği ve teslimiyeti resmetmesi açısından da önemli.
Ama bir Baraka değil!
SAMSARA ***
Ron Fricke'in
Baraka (1992) belgeselini hatırlamayan yoktur. Lirik bir dille, çağrışıma açık görüntüleri arka arkaya sıralıyor, herkesin kendi meşrebince insanlıkla ilgili sorular sormasına neden oluyordu. Fricke, şimdi de
Samsara ile mistik bir perspektiften bakarak insanlığın fotoğrafını çekiyor. Samsara, Hint felsefesinde yaşamın döngüsü, ölümü ve yeniden doğuşu temsil ediyor. Fricke de belgeselin ana omurgasını bu anlayış üzerine kurmuş. Ama Hint kültürüne hakim değilseniz, bir tema çokluğu arasında buluyorsunuz kendinizi. Yani
Samsara bir
Baraka değil, ama kesinlikle sinemada izlenmesi gereken bir film.