Mad Men 2007'de yayınlanan ilk bölümünden itibaren, hakkında en çok konuşulan dizilerden biri. Emmy ve Golden Globe'da ödülleri toplayan, 50'lerin sonu 60'ların başındaki New York'u yansıtan dizi, kostümlerinden karakterlerine birçok kişiye ilham oldu. Dizinin adı her ne kadar Mad Men olsa da, dizi kadınların ekseninde dönüyor. Mad Men'i, dizideki kadınlar olmadan düşünmek mümkün değil. Her biri birer moda ikonu olan karakterler, kişisel özellikleriyle de konuşuluyor. Dizinin basın lansmanı için Los Angeles'taydım. Basın toplantısının yapıldığı salona, kadın karakterler girince yaşanan heyecan dalgalanması özellikle yaşanmaya değer anlardandı. Basın toplantısından sonra favori kadın karakterimin kesinlikle Elisabeth Moss olduğuna karar verdim ama Jessica Pare'ın güzelliği karşısında soluksuz kalmamak da imkansızdı. Dizinin son sezon bölümleri, her pazartesi Cnbc-e ekranında. İşte Mad Men kadınları ve anlattıkları:
Jessica Pare
Megan çok aşık
Megan Calvet, ajansın resepsiyonisti olarak çalışıyordu. Draper'ın sekreteri öldüğünde onun yerine geçti ve olaylar patladı. Bir gece ofiste Don'a sorumluluk almayacağı bir seks teklifiyle geldi ve muhteşem Bay Draper ile ilişkileri bu şekilde başladı. Çok kısa sürede Don ona âşık oldu ve evlenme teklif etti. Megan'ı canlardıran Jessica Pare, karakterini ve hayatında yarattığı değişimi şöyle anlatıyor: "Megan hayallerinin peşinden koşan bir kadın. Yapmak istediği şey uğruna işini bıraktı ve bu, o dönem için çok alışıldık bir davranış değil. Dünyanın en şanslı kadınlarından biri. Sevdiği ve taptığı adamla oldu, kariyerinde ilerliyor. Üstelik dizideki diğer kadınlardan farklı olarak, Don Draper'ı kimsenin görmediği bir gözle görebilme şansına sahip. Benim kendi giyim tarzım biraz daha klasik Avrupalı. Ama dizinin ardından farklı seçeneklere açık hale geldim."
Christina Hendricks
Seçmelerde defalarca reddedildim
Christina Hendricks'in canlandırdığı Joan, sıra dışı vücut ölçüleri ve güzelliği ile dizinin en çok konuşulan kadınlarından. Erkek dergisi
Esquire tarafından 2010 yılında 'dünyanın en seksi kadını' seçilmesine şaşıran olmadığı kesin. Ama 38 yaşındaki aktris Hendricks'in şöhreti yakalaması çok da kolay olmamış: "Belki milyonlarca seçmeye katıldım ve milyonlarca ret cevabı aldım.
Mad Men'de rol almadan önce, doktor, polis gibi karakterleri canlandıramayacağım düşünülürdü. Joan karakteri bana çok ayrı bir kapı açtı. Joan karakterinden çok şey öğrendim. Onun hayranı olduğum, inanılmaz moda anlayışını bir kenara bırakıyorum, kötü olaylardan karakterli bir şekilde uzak duruşuna, gururlu tarzına ve dürüstlüğüne bayılıyorum."
Elisabeth Moss
Peggy ile birlikte ben de büyüdüm
Dizinin ilk bölümlerinde, Don'un sekreteri olan utangaç ve saf Peggy Olson, 50'lerin sonunda kadınların iş dünyasındaki yerini ve gelişimini simgeleyen bir karakter. Sekreter olarak girdiği reklam ajansında, metin yazarlığına yükselen Peggy, dizideki diğer kadınlardan çok farklı bir yerde konumlanıyor. Elisabeth Moss, Peggy'i şöyle anlatıyor: "Peggy'nin ana hikayesi hayatının dengesini oturtmaya çalışmasıyla ilgili. Günümüzde de birçok kadının hikayesi bu. Hepimiz bir yandan kariyer, bir yandan ilişki, bir yandan ailemizi dengelemeye çalışıyoruz. Diziye başladığımda 23 yaşımdaydım. Şimdi 30. Bu sırada çok değiştim. Peggy gibi ben de büyüdüm. Peggy'yi oynamaya başladığım sırada, 60'lardaki bir genç kadını canlandırmak değildi hayalim, her zaman diliminde yaşayan bir genç kızı yaşatmak istedim. Televizyonlar kendi kadın kahramanlarını yarattı bu çok hoşuma gidiyor. Her geçen gün televizyon dünyasından yetenekli, güzel havalı kadınlar görüyoruz. Bu sanki bir erkek dizisi gibi görünse de içten içe bir kadın dizisi. Kadın karakterlerin çok iyi işlendiği ve rollerinin çok iyi yazıldığı bir dizi. Peggy ilk zamanlar, Brooklyn'den gelen, Katolik, kıyafetlerini dikip giyen, moda anlayışı kısıtlı bir kızdı. Zaman içinde neyse ki karakterim giyinmeyi öğrendi. Şimdi Peggy'nin giyim tarzına bayılıyorum."
January Jones
Betty'nin müthiş bir moda anlayışı var
Dizinin esas erkeği Don Draper'ın güzel eski eşi Betty Francis, modellik yaparken tanıştığı Don'la evlenip, kariyerini bırakarak kendisini evine adıyor. İki çocuğa rağmen ince fiziğiyle, kıskanç bakışları üstüne çeken Betty, güzelliğinin farkında olan bir kadın. Buna rağmen özgüveni eksik ve kendisini bir erkeğe bağımlı hisseden Betty'i canlandıran January Jones şunları söylüyor: "Karakterimin avukatlığına hiçbir zaman soyunmadım. Betty, duygularıyla ve engellerle baş etmekte zorluk yaşıyor. Biraz çocuksu, aksiliklerini dengelemekte sıkıntısı var. Ama müthiş bir moda anlayışı olduğu kesin. Ben de dizi boyunca Betty'den moda adına çok şey öğrendim, her sezonda ve birlikte olduğu her adamla moda anlayışı da farklılaştı. Her yılın etek boyları ve iç çamaşırı stili hakkında fazlaca bilgi sahibi oldum. İlk birkaç yıl kabarık etekler giyiyordu, tıpkı Grace Kelly gibi. Son sezona doğru bir politikacı eşi olarak takımlar giymeye başladı, tıpkı Jackie Kennedy gibi. Betty, Don'un yakışıklı, başarılı ve iyi kariyeri olan mükemmel bir adam olduğunu düşünüyordu. Beni Betty'ye benzetip, 'Mükemmel buz kraliçesi' diyorlar. Betty gibi konuşmuyorum, onun gibi sigara içmiyorum, onun gibi yürümüyorum, onun gibi giyinmiyorum, bunlar kendi hayatıma kolayca dönmeme neden oluyor."