Claudio Abbado, son dönemde yaşayan İtalyan orkestra şeflerinin en önemlisiydi. Dünyaca ünlü orkestra şefleri Herbert von Karajan, Leonard Bernstein, Carlo Maria Giulini, Riccardo Muti gibi mesleğini en üst düzeyde temsil etti. Hayatı sanatsal zaferler ve mücadelelerle dolu olan Abbado'nun son dönemde ulaştığı entelektüel, mesleki olgunluk 'virtüöz' tanımlamasını bile zorluyordu. Milano'daki La Scala, Viyana'daki Staatsoper ve Berlin Filarmonisi'nin başında bulundu; dünyanın tüm büyük orkestralarını yönetti. Geçtiğimiz yıl, ağustos ayında hayat boyu senatör seçildi. İtalya geç de olsa Abbado'yu taltif etti. Uzun süredir kanser hastası olan Claudio Abbado, 80 yaşında hayata veda etti. Ailesi çok zarif bir ayrılık mesajı yazdı: "Claudio hepimizle beraber. Gizemli bir seyahate çıktı. Talihli hayatını kucaklıyoruz." Abbado, 1968- 1986 yılları arasında müzik direktörlüğünü yaptığı La Scala'ya 2012 Ekim'inde döndü. Herbert von Karajan'dan sonra, tam 13 yıl Berlin Filarmoni'yi yönetti. Abbado, Milano'da 26 Haziran 1933'te doğdu, konservatuvarın piyano bölümünden mezun oldu. 1960'ta La Scala'da, ilk kez sahnede orkestra yönetti. Debussy'nin
Noktürnler'ini daha yedi yaşında Guarnieri yönetiminde dinlerken yemin etmişti; "Ben de bir gün böyle orkestra yöneteceğim."
TOSCANINI'NİN KEHANETİ
İtalyanlar'ın ünlü şefi Arturo Toscanini, Abbado'yu ilk kez 18 yaşında, bir Bach konserinde hem piyano çalıp hem de grubu yönetirken dinledi. Toscanini'nin kayınbiraderi, Abbado'nun babasının keman hocasıydı ve evlerde bir araya gelindiğinde müzik ziyafeti kaçınılmazdı. Claudio da viyolinist babasının kurduğu oda orkestrasında çalıyordu. Bir akşam Toscanini'nin evinde çalmaya karar verdiler. Abbado'yu izleyen büyük şef Toscanini, "Büyük başarı elde edeceksin" kehanetinde bulundu. Abbado'nun 'müzikal babası' ünlü orkestra şefi Wilhelm Furtwangler, ise 20. yüzyılın en iyi orkestra şeflerinden biriydi. Berlin Filarmoni'de şeflik yapmış olan Furtwangler'in mirasçısı olduğu düşüncesi hayatının en büyük mutluluklarından biriydi. "Notalar hayata hizmet etmeli" diyen ünlü orkestra şefi kurduğu gençlik orkestraları, hapishane ve hastanelerde gerçekleştirdiği konserlerle bu fikri hayata geçirdi. Avrupa Birliği Gençlik Orkestrası'nı kurarak sınırları da aştı.