Bir
şeyi ilk kez yapacak olmak, yani tecrübesizlik insanı çoğu zaman garantili kararlar almaya iter. Garanti, ortalama bir sonuç elde etmeyi sağlar ama beraberinde çoğu zaman sıradanlık ve vasatlığı da getirir. Yeni evlenecek ve evlerini dekore edecek çiftlerin başına gelmesi çok muhtemel olan... Daha önce ev değiştirmiş, farklı ülke ve şehirlerde yaşamış, her seferinde farklı bir ruhla ev döşemiş olanlardan bahsetmiyorum. İlk defa kendi evleri olacak çiftlerden söz ediyorum. Uyulması gereken bir şablon varmış gibi, her yıl trend haline gelen aksesuvarlar ve mobilya mağazalarında kendilerine dayatılan birkaç ana parça ve alışıldık renklerin kullanımıyla bitiriyorlar dekorasyon işini. Birbirine benzeyen, ruhu, karakteri olmayan evler çıkıyor ortaya. Aynı hataya hemen hemen herkes düşüyor aslında. İnsanlar birbirlerinin evine bakarak deneyim kazandığını düşünüyor. Ama aslında basmakalıp dekore edilmiş her ev, insanın zihninde kalıplar oluşmasına sebep oluyor. Bir L kanepe, televizyon ünitesi, büfe ve üstüne bir ayna, iki berjer; renkler de alışılageldiği gibi bej ve toprak tonları...
PEMBE VE MAVİYİ AŞIN
Sıradan renkler ve sıradan ana parçalar, ortalama bir dekorasyon için yeterlidir aslında. Kimse eviniz hakkında acayip yorumlarda bulunamaz. Zevksiz olduğunuzdan ya da uyumsuz eşyalarınızdan da bahsetmez kimse. Ama sıradanlık dışında bir şey de elde edemezsiniz. Bu yalnızca yeni evlenen çiftlerin başına gelmiyor elbette ama çoğunlukla acele ile ve ortak zevkler henüz oturmadan, fazla yaşanmışlık katılmadan, evin ruhu oturmadan dekorasyon yapıldığında bu tür durumların ortaya çıkması da kaçınılmaz aslında. Yıllar içinde birikmiş eşyalar, seyahatlerden toplanan aksesuvarlar, eskiciden alınmış parçalar yoksa eğer, evi sıradanlıktan kurtarmanın en kolay yolu dekorasyonda iddialı ve alışılmamış renkler kullanmak. Bebek odasında mavi ya da pembe değil de turuncu ya da sarıyı tercih etmek, yatak odasını fuşya ve mor tonlarında döşemek, banyoyu kıpkırmızı fayanslarla kaplamak... İçinizden geleni yapın. Ne kadar kötü olabilir ki, unutmayın hiçbir şey sıradanlık ve vasatlıktan daha kötü olamaz.
AKLIMDA KALANLAR
•İngiliz sanatçı Marc Quinn'in 'Aklın Uykusu' sergisi, son zamanlarda gördüğüm en ilginç sergiydi. ARTER'de 27 Nisan'a kadar sürecek olan sergide Quinn'in kendi kanıyla yaptığı otoportresini görmek de, dünyanın değişik yerlerinden protesto sahnelerini gösteren halıların üzerinde yürümek de mümkün. • İsmet Mobilya'nın yeni koleksiyonu, Bentley Home. İlhamını efsanevi Bentley otomobillerinden alan koleksiyonun her parçası görülmeye değer. • Norveçli Jotun firmasının Kesişim adını verdiği yeni renk koleksiyonu. Evinizin duvarlarına renk katmak istiyorsanız bu koleksiyona göz atın. • Tasarımcı Mebrure Oral'ın Saree adlı koltuğu. İpek kumaşlardan tasarlanan Saree, ismini Hintli kadınların geleneksel giysilerinden alıyor.