İNSAN AVI / A MOST WANTED MAN ****
Ünlü
casus romanları yazarı John Le Carre'nin romanları sinema için oldukça bereketli bir vahadır. Ama onun roman uyarlamaları her zaman aynı tadı vermez. Filmlerin yönetmeni Le Carre'nin dünyasını ne kadar iyi içselleştirirse o kadar leziz olur uyarlamalar. Yazarın en ünlü romanı
Soğuktan Gelen Casus ve
Köstebek mesela iyi birer uyarlamadır. Le Carre'nin romanlarında kurduğu atmosferi, yarattığı derinlikli karakterleri öne çıkarır bu filmler. Ama
Arka Bahçe ile
Panama Terzisi ise daha çok Amerikanvari bir yaklaşımla karmaşık olay örgüsünün albenisine kapılır.
İnsan Avı,
Soğuktan Gelen Casus ve
Köstebek'in yolundan giden bir Le Carre uyarlaması. Hamburg'ta geçen film bize istihbarat dünyasının 'İslami terörizm'le sınavını anlatıyor. 11 Eylül saldırılarından sonra ABD ve Batı'da ortaya çıkan, her Müslümanı potansiyel terörist gören anlayışı tartışma açıyor. Rahmetli Philip Seymour Hoffman'ın canlandırdığı Alman istihbaratçı Günther Bachmann, suça bulaşan gerçek teröristlere ulaşmak için operasyon yaparken 'ikna' ve 'güven' ilişkisi üzerinden hareket etmeyi tercih ediyor. Yani istihbarat dünyasının güvercinlerinden. Ama karşısına CIA'in, 'potansiyel teröristi tespit ettiğin an indir' anlayışı çıkıyor. Bachmann ve tabii ki film esas olarak, CIA'in bu anlayışının terörizmle mücadeleyi bir sonuca götürmediğini söylüyor.
Kontrol filminden tanıdığımız Hollandalı yönetmen Anton Corbijn, Le Carre'nin tartışmaya açtığı konuyu, onun yarattığı atmosferi de kurarak işliyor. Karmaşık gibi gelen ama zekice işlenmiş olay örgüsü ve psikolojik derinliği olan karakterler üzerinden filmi kotarıp
İnsan Avı'nın görünmeyen yıldızı oluyor. Görünen yıldızı ise tabii ki Philip Seymour Hoffman. Hoffman,
Köstebek'teki Gary Oldman gibi olağanüstü. Daniel Brühl, Willem Dafoe'nun performanslarıyla katkıda bulunduğu filmde, Türk oyuncular Vedat Erincin, Derya Alabora ve Tamer Yiğit de kısa rolleriyle dikkat çekiyorlar.
Bu kaplumbağalar fazla yorucu!
NİNJA KAPLUMBAĞALAR / TEENAGE MUTANT NINJA TURTLES **
Çizgi roman olarak başlasa da
Ninja Kaplumbağaları'nı fenomen haline dönüştüren çizgi filmiydi. Birkaç kuşak TV'de yayınlanan yarım saatlik maceralarıyla onları sevdi. Kaplumbağa algımızı değiştirecek kadar hızlı, yetenekli ve eğlenceli dört karakterin; Leonardo, Raphael, Michelangelo ve Donatello'nun Splinter Usta öncülüğünde, ezeli düşmanları Shredder'a karşı, (çoğu zaman dünyayı kurtarmak için) verdikleri mücadele üzerine kuruludur her şey. Lakin kaplumbağaların sinema macerasında bir türlü maya tutmuyor. 1990'da başlayan macera, o çizgi filmin verdiği sıcaklığı verememişti. Şimdi bir deneme daha yapılıyor. Sinemadaki teknolojik imkanlar yine emirlerine amade. Ama sonuç yine benzer. Klişelere bel bağlayan ve mantık hatalarıyla dolu senaryosu, baş döndüren hızlı kurgusu ve efekt bombardımanı yetişkinler için fazlasıyla yorucu. Ama tabii son söz filmin muhatabı olan çocuklarda...