Yeniden
Merhaba... Ben Medikal Estetik Uzmanı Dr. Ali Kerim Diler. Yaklaşık beş yıllık bir aradan sonra, yeniden gazeteniz Sabah'tan sizlere ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Estetik, güzellik, sağlıklı yaşam ve yaşlanmaya dair tıbbi yaklaşımları, en son gelişmeleri, günlük yaşam ve pratik uygulama önerilerini bulacağınız bu köşede her hafta, sizden gelen soruları da cevaplamaya çalışacağım. Yüzlerce yıldır insanlar, ölümsüzlüğün sırrını arıyor, yaşlanmayı durdurmayı, ebedi gençlik ve güzelliği arzuluyor. Bu arayışın sembolü, 'sihirli iksirler', 'sonsuz yaşam pınarları' farklı kültürlere ait mitolojilerde yer buluyor, filmlere, romanlara konu oluyor. Zaman zaman gazetelerde de, 'ölümsüzlük geninin sırrı çözülüyor' gibi haberler okuyoruz. İnsan ömrünün tıbbi gelişmelerle uzadığı gerçeğine rağmen, 'her canlının bir gün mutlaka ölümü tadacağı' ilahi emri geçerliliğini koruyor. Bu manada, sağlıklı yaşlanmak ya da sahip olunanı en güzel şekliyle korumayı hedeflemek, daha gerçekçi gözüküyor. Yaşlanmada, genetik özelliklerimizin payı yüzde 30'lar düzeyindeyken, çevresel faktörlerin ve yaşam biçiminin etkisi yüzde 70'ler civarında. Genetik mirası değiştirme konusunda, henüz tıbbın katetmesi gereken epey yol var, ancak çevresel faktörleri ve hayat biçimini, sağlıklı yaşam süresini ve kalitesini artırmak yönünde düzenlemek mümkün. En azından yediğimizi, içtiğimizi, fiziksel aktivitemizi, kısmen çevresel koşullarımızı, aleyhimize olacak unsurlardan temizlemek elimizde. Bunların hepsiyle ilgili bilgileri ve en son tıbbi yaklaşımları, zaman zaman bu köşede, ayrıntılarıyla paylaşacağım. Bugün, yaşlanma etkilerine hem hücresel düzeyde, hem de makro ölçekte belli müdahaleler yapılabiliyor. Sadece cildimiz yaşlanmıyor, dokularımız, organlarımız, kemiklerimiz de yaşlanıyor. Hormon salgılayan bezlerin salgıları azalırken, hücrelerin kendilerini yenileme kapasitesi düşüyor. Dolayısıyla, bunların hepsini bir bütün olarak ele almak gerekli. Dünyada son 15 yılda giderek artan bir öneme sahip olan rejeneratif (yenileyici) tıp, bugüne kadar takip edilen tıbbi tedavi yaklaşımlarından farklı olarak, bozulan hücre, doku ve organ fonksiyonlarını geri kazandırmayı amaçlıyor. Kök hücre tedavilerinin, kalp damar hastalıklarından, sinir sistemi hastalıklarına, diyabetten, estetik sorunların çözümüne kadar geniş uygulama alanları bulacağı öngörülüyor. Bundan üç yıl önce, ilk yapay soluk borusu üretildi ve başarıyla hastaya nakledildi. Doku mühendisleri, henüz bir prototip de olsa, kişinin dokularının reddetmeyeceği, kendi böbreğini üç boyutlu yazıcılarla basmayı dahi başardılar. Henüz araştırma düzeyinde olan bu çalışmanın 10 yıllık süre zarfında, önemli bir ihtiyacı karşılaması bekleniyor. Bu alanda, bir zamanlar, bilimkurgu olarak görülen, pek çok devrimsel nitelikte gelişme yaşanıyor. Çok uzak olmayan bir gelecekte, bu gelişmelerin, Parkinson hastalarının tamamen iyileşmesini, şeker hastalığının ortadan kalkmasını, elbette bu hastalıklar kadar önem taşımasa da, kırışık ve lekeli ciltlerin, ışıl ışıl ve taze bir görünüme kavuşmasını, sağlayacağına umutla bakılıyor. Medikal ve cerrahi estetik ise, gelişen tıbbi teknolojiden en fazla pay alan dallar. Bu renkli alandaki en son gelişmeleri, konuyla ilgili sormak istediklerinizin cevaplarını da her hafta bu köşede bulabileceksiniz. Ancak unutmamak gereken bir gerçek var ki, o d a; sağlıklı yaşam ve sağlıklı yaşlanmanın bir yaşam tarzının sonucu olduğu.
SIK SORULAN SORULAR
Kahverengi güneş lekelerini azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak için neler yapılabilir? Leke tedavileri, bıçak sırtı tedavilerdir. Burada öncelikle, var olan durumu kötüleştirmeden, lekeyi azaltmak veya ortadan kaldırmak hedeflenmelidir. Bu amaçla, kimyasal peeling tarzı, renk açıcı uygulamalardan, lazerlerden, hatta kişinin kendi kanından elde edilen trombositten zengin plazmasından faydalanılıyor. Bu konuda mutlaka, leke tedavilerinde deneyimi fazla olan, uzman bir hekimden yardım almanız en doğrusu. Unutmayınız ki, her lazer, her kimyasal peeling aynı değildir. Bu konuda, cilde gereken saygı gösterilmeli, aslında bir savunma mekanizması olan pigmentasyonu uyaracak, sert uygulamalardan kaçınılmalıdır. Leke tedavisi sabır ve özen gerektirir. Evde kullanacağınız renk açıcı preparatlarla, tedavinizi desteklemeli ve cildinizi, yaşadığınız bölgeye göre, marttan kasıma kadar, yüksek korumalı kremlerle güneşten sakınmalısınız.
Yüzdeki kırışıklıkları hafifletmek ya da daha az görünür hale getirebilmek için ne önerirsiniz? Cildin dokusunu düzeltmek, ince kırışıklıklarda gözle görülür bir etki sağlamak üzere, ayda bir kez, toplam üç ila beş oturum olarak planlanan fraksiyonel lazer uygulamaları, yüz güldürücü sonuçlar veriyor. Buna karşın, alın ve göz çevresindeki dinamik çizgilenmelerle mücadelede, botoks, ilk sıradaki seçenek olarak ön plana çıkıyor. Tabi burada, kullanılan doz ve uygulama bölgelerinin seçimi, doğallığı kaybetmemek adına çok önemli. Öte yandan, yüzde zamanla ve çeşitli nedenlerle meydana gelen hacim kayıplarını gidermek üzere, hyalüronik asit bazlı dolgu malzemeleri veya hastanın kendi yağı kullanılıyor. Burada da, doğal bir sonuç için, kullanılan malzemenin seçimi, miktarı, uygulanma şekli, oldukça büyük önem taşıyor. Cildin kendi yapısında da bulunan hyalüronik asidi içeren dolgu malzemeleri, yaklaşık altı ay, bir yıl arasında etkili oluyor ve zamanla cilt tarafından metabolize edilerek ortadan kaldırılıyor.
RAKAMLAR DİYOR Kİ...
Erkeklerde toplam 1.8 metrekare, kadınlarda ise, 1.6 metrekare yüzeyi ile 'deri' vücudun en geniş organı olarak kabul edilir. Bu şekliyle derimiz, vücut ağırlığının yüzde 15'ini oluşturur. 0.02 milimetre ile göz kapağı, derinin en ince, ayak tabanı ise 1,4 milimetre ile, en kalın olduğu yerdir. Her 28 günde bir kendini yenileyen cildimiz, dakikada 30 bin ölü hücre döker.
ALİ KERİM DİLER