O, 1989'da İzmir'de doğdu. İki yaşındayken, ailesi Almanya'ya taşındı ve Lena ilkokulu orada tamamladı. 10 yaşındayken, aile bir kez daha bavulları toplama kararı aldı. İstikamet bu sefer Belçika'ydı. Liseyi orada Brüksel Avrupa Okulu'nda bitirdi. Akabinde yalnızca rüzgar sörfüne yoğunlaşarak geçireceği bir yıllık sürenin Profesyonel Rüzgar Sörfü Birliği'nin (PWA) dünya turunda aldığı sonuçlara nasıl etki edeceğini görmek için üniversiteye başlamadan önce eğitimine bir yıl ara verdi. Bunun sonucunda da Türkiye şampiyonu oldu ve PWA Dünya Turu'nu genel klasmanda altıncılıkla tamamladı. Liseyi bitirdikten sonra İngiltere Brighton'daki Sussex Üniversitesi'nde Siyaset ve Felsefe okumaya başladı. Amacı, dünya turundaki konumunu korumak ve üniversiteyi mümkün olduğunca çabuk ve hızlı bir şekilde bitirmekti, ki böyle de oldu. 2011'den bu yana, artık cebinde bir de üniversite diploması taşıyan Lena, en sonunda profesyonel bir rüzgar sörfü sporcusu olmayı başardığı gibi 2012 PWA Dünya Turu'nu da üçüncülükle tamamladı. Geçtiğimiz günlerde Varşova'da kapalı alanda yapılan şampiyona da birinciliği elde eden genç sporcu başarıya giden yolu anlattı.
- Ne zaman başladınız sörfe?
- 10 yaşında Çeşme ve Alaçatı'da başladım. Annem ve babam sörfçüydü. Sonra yarışlara katılmaya başladım. 18 olduğumda şimdi şampiyon olduğum Profesyonel Rüzgar Sörfü Birliği'nin düzenlediği yarış PWA'e katıldım. En iyi profesyonel sporcular bu yarışa katılıyor.
- Okulu da bırakmamışsınız diğer taraftan? Hatta politika okumuşsunuz. Neden?
- Üniversiteyi Londra'da okudum. Politika ve felsefe eğitimi aldım. Liseyi Belçika ve Brüksel'de okumuştum. Avrupa Birliği'nin başkenti olduğu için politikayla iç içe bir kentti. Bir çok diplomat vardı etrafımızda. Bürokratların çocuklarıyla arkadaşlık edince siyasete ilgi duydum. Zaten pek çok yabancı dil biliyordum. Başarılı olacağımı düşündüm.
- Kaç dil biliyorsunuz?
- Türkçe, Almanca, Fransızca, İngilizce ve Fransızca biliyorum.
- Politika okuduğunuza memnun musunuz peki? İşinize yarıyor mu?
- Şu anki hayatıma çok bir faydası yok açıkçası. Spor okusaydım belki kaslarımı daha iyi bilir, farklı bir şekilde anlardım bedenimi. Yine de okuduğum bölümlerden asla pişman değilim. Çünkü politikayla ilgiliyim. Felsenin de bana katkıları olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce mantıklı düşünmemi sağladı.
- Neden bu kadar çok gezdiniz peki çocukken?
- Annem Alman. Orada öğretmenlik yapıyordu. Bu sebeple önce Almanya'da yaşadık. Sonra Belçika'ya taşındık. Son sekiz senedir Bodrum Ortakent'te ailemle birlikte oturuyorum. Orada bir sörf okulumuz var. Yazın tüm antrenmanlarımı orada yapıyorum.
- Nasıl bir çalışma programı izliyorsunuz?
- Her gün en az beş saat çalışıyorum. Sabahları sakatlanmalara karşı cgenel egzersizler yapıyorum. Öğleden sonra rüzgar çıkınca sörf. Sağlıklı besleniyorum. Doğru beslenmezsem zaten antrenman yapamam. Yorgun hissederim. Genelde doğal besleniyorum. Protein tozlarından uzak duruyorum.
- Türkiye'de rüzgar sörfünün durumu nedir sizce?
- Bence iyi. Gittikçe daha fazla ilgi görüyor ve rüzgar sörfü okulları açılıyor. Ülkemizde bu spora uygun çok güzel, rüzgarlı denizlerimiz var. Tabii sporseverlerin daha çok ilgilenmesi gerekiyor. Bir de meraklıların korkmaması...
- Hayalleriniz nedir?
- Bir hafta sonra Namibya'ya gideceğim. Dünya hız rekorunu kırma projem var. Bu üçüncü gidişim olacak. Aslında rekoru kırmıştık ama benimle giden bir İngiliz sporcu az bir farkla rekoru geçti. Geçen yıl tekrar gittik ama rüzgar yoktu. Bu sene 12 gün gideceğim, çünkü Fransa'daki başka yarışmaya da yetişmek istiyorum. Ama bu 12 gün içinde elimden geleni yapacağım. Çünkü dünyanın en hızlı sörfçüsü olmak istiyorum.
BODRUM SÖRF İÇİN ÇEŞME'DEN DAHA UYGUN
- Daha uzun vadede ne gibi planlarınız var?
- Dünya şampiyonu olmak istiyorum ama salonda yapılan turnuvalarda değil, onu oldum. Denizde olmak isterim. Dalgada yarışmak istiyorum. Dalgayı nasıl kullandığına bakarak ve dönüşleri radikal yaptığında jüri sana puan veriyor. Üç senedir bu yarışlar için antrenmanlar yapıyorum. Aslında yarışmak istedim ama diğer yarışlarımla çatışıyordu ve gidemedim. Seneye bu dalda yarışacağım.
- Herkes Çeşme'de sörf yapıyor siz Bodrum'da.
- Bence Bodrum, Çeşme'den daha elverişli sörf için çünkü sezonu çok daha uzun sürüyor. Kışın Türkiye'de rüzgar çok iyi olmuyor. Bir yerin antrenman yapmaya elverişli olması için haftada beş gün rüzgarlı olması gerekiyor. Son üç senedir Cape Town'da çalışıyorum. Yazın peşinden gidiyorum. Güneş nereye ben oraya...
-Seyahat kısmı güzel değil mi?
- En sevdiğim kısmı. Zamanımız olduğunda ülkeyi tanımak elbette çok güzel. Ama board'larımız o kadar ağır ki yolculuk yaparken perişan oluyorum. Bazen beş tahtayla geziyorum. Tek başına bir kadın olarak onları taşımakta zorlanıyorum.
- İdolünüz var mı?
- Karin Jaggi var, dünya şampiyonu. Şu an aynı board ekibinde yarışıyoruz. O üç dalda da madalya aldı. Salon, dalga ve serbest stil alanında. Onun gibi olmayı çok isterim.
- Özel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
- Bodrum'da yaşıyoruz. Ailem beni çok destekliyor en başından beri. Sonuçta sporu seviyorlar. Şanslıyım, zorluk çekmedik. Beni çok özgür yetiştirdiler. Tek başıma genç yaşta seyahat ettim.
- İdeal yaş kaç bu spora başlamak için?
- Sekiz-dokuz yaşları çok uygun ama aslında bir yaşı yok. Çok çalışmak ve hevesli olmak da işi sırrı. Omuz ve sırt çok güçleniyor.
- Bilek güreşinde birçok erkeği yenersiniz herhalde...
- (Gülüyor) Belki de, olabilir...
- Peki amatörlere ne tavsiye edersiniz? Gerekli malzemeler neler? Nerelerden alabilirler?
- Genelde ilk bir, iki sene için malzeme almayı pek tavsiye etmiyorum. Onun yerine bir sörf kulübüne üye olup ve oradaki bütün malzemelerden faydalanmalarını öneriyorum. İlk başlarda belli bir seviyeye gelene kadar sürekli malzemelerin boyutları değişiyor ve sonrasında kulüpteki tüm malzemeleri denedikten sonra herkes kendine göre daha iyi bir tercih yapabilir.
ANNEMLE BABAM SÖRF SAYESİNDE TANIŞMIŞ
"Benim sörf yapmamak gibi bir seçeneğim yoktu desem yalan olmaz. Çünkü annem ve babamın tanışmasına dolayısıyla da benim doğmama vesile olan şey sörf. Annem Alman. Bundan 30 yıl önce iklim ve doğa sörfe çok uygun diye öğretmenlik yaparken arabasının üzerine sörf tahtasını bağlayıp Türkiye'ye, Kuşadası'na geliyor. Babam spor akademisinde okuyor o dönem. Aynı zamanda müzisyen. Annem ağır sörf tahtasını taşıyamayınca babam ona yardım ediyor. Böylece tanışıyorlar. Önce sörf yapıyorlar sonra da âşık olup evleniyorlar. Sörfün içine doğmuşum yani. Hâlâ da sörf yapıyorlar."
STADYUM DEV BİR HAVUZA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Bu yıl Varşova'da düzenlenen PWA Salon Windsurf Dünya Kupası'nda Lena Aylin Erdil, kadınlar slalomda 2100 puan elde etti ve birinciliğe ulaştı. Kapalı alanda rüzgar sörfü yapılması için stadyum dev bir havuza dönüştürüldü. Kocaman pervanelerle de rüzgar yaratıldı. 2006'dan bu yana kapalı alanda yapılan ilk PWA etkinliğinde ortaya çıkan görsel şöleni, dünya çapındaki binlerce rüzgar sörfü tutkunu organizasyonun resmi sitesinden canlı olarak izleyebildi. Süper finalde ev sahibi sporculardan Zofia Klepacka'ya karşı yarışan Lena, aldığı iyi startlar sonucunda rakibine şans tanımadı.