Yılın büyük bir bölümünde yağışlı ve soğuk bir iklime sahip olan Stockholm'de her yer yemyeşil. Sayısız parkın bulunduğu şehir irili ufaklı yüzlerce ada ve adacıktan oluşuyor. Gün boyunca sayısız kez köprüleri kullanarak bir adadan başka bir adaya, sonra yeniden ana karaya geçiyorsunuz. Deniz ile iç içe olan şehrin parkları günün her saati spor yapan insanlarla dolup taşıyor. Tarihi dokunun korunduğu Stockholm'de insanların zarif ve güler yüzlü olması hemen dikkat çekiyor. Mağazadan kafeye gittiğiniz her yerde çalışanlar kibar ve ilgili. Stockholm denilince ilk akla gelen yer, tarihi bir şehir olan Gamla stan. Burası, aslında ufak bir ada. Üzerine saray, büyük bir kilise ve çeşitli binalar inşa edilmiş. The Royal Palace (Kungliga slottet) yaklaşık 600 odalı. Avrupa'nın en büyük sarayları arasında. Gerçekten son derece ihtişamlı ve göz alıcı. Sarayda Gustav III's Museum of Antiquities (III. Gustav'ın Antik Eşya Müzesi), Gamla stan'ın tarihini görsellerle ve maketlerle anlatan The Kronor (Zaman Müzesi), The Treasury (Hazine Dairesi) ve The Armoury (Silah Deposu) gibi kısımlar var ve bu kısımların her biri ayrı birer müze olarak tasarlanmış. Sarayın yanı sıra Storkyrkan Katedrali'ni de gezebilirsiniz. 1279 yılında inşa edilen bu katedralin içerisinde pek çok tarihi eser sergilenmekte. Nobel Müzesi'nde ise Alfred Nobel ve Nobel ödülleriyle ilgili her türlü bilgiyi edinip hatta Nobel dondurmasını bile tadabilirsiniz. Ada üzerindeki bir başka müze ise The Royal Coin Cabinet. Burada da, parayla ilgili her türlü bilgiyi ve materyali bulabilirsiniz. İlk paralar, dünyanın her bölgesinden madeni para ve banknot örnekleri, para yerine kullanılan başka materyaller... Müzenin bir standı da Osmanlı ve Türk paralarına ayrılmış durumda. The House of Nobility yani Asillik Evi ise, adanın batı yakasında bulunan ve içerisinde çeşitli antik eşyaların sergilendiği, Avrupa mimarisine ait unsurların bulunduğu bir müze. Gamla stan'ın karşı yakasında ise, 1200'lü yılların sonunda inşa edilmiş Riddarholmen Kilisesi mevcut. Kilise içerisinde yine pek çok tarihi eser sergilenmekte. Gamla stan'ın hemen yukarısındaki ufak bir adada devasa parlamento binası ile The Museum of Medieval Stockholm (Ortaçağ Stockholm'ü Müzesi) bulunmakta. Parlamento binası önündeki yeşil alanda çimlere uzanıp fotoğraf çektirebilir ve müzede ortaçağ Stockholm'ü ile ilgili çekici yapılara göz atabilir ve o dönemi yaşayabilirsiniz.
LEZZETLİ YEMEKLER
İsveç yemek kültürünü İsveç köftesinden ibaret sananlardansanız fena halde yanılıyorsunuz. İstanbul'un en iddialı ve lüks restoranlarında yediğinizden çok daha lezzetli ve kaliteli deniz mahsullerini, etleri, sebzeleri, tatlıları şehrin en iddiasız restoranlarında bile tadabiliyorsunuz. Gastronomi meraklılarını kendisine çeken şehirde birçok Michelin yıldızlı restoran bulunuyor. Şef Magnus Ek ve karısı Agneta Green'in kurduğu mini gastronomik restoran zinciri Oaxen Krog ve Oaxen Slip muhakkak yemek yemenizi tavsiye edeceğim yerlerden biri. Deniz mahsullerine meraklı olanlar için B.A.R. isimli restoran gerçekten de büyüleyici lezzetleri içinde barındırıyor. Yine iddialı ve biraz da geleneksel yemek yemek isterseniz Sturehof isimli restoranda yedikleriniz sizi büyüleyecek. Şehrin iddialı otellerinden Nobis'in içinde bulunan kafe ve lounge da şehrin buluşma noktaları arasında yer alıyor. İsveç, oldukça pahalı bir ülke. Yeme içme gibi alışveriş de son derece pahalı. Alışveriş yapmayı sevenlerin şehirde muhakkak uğraması gereken nokta Ostermalm yani şehrin Nişantaşı'sı.... Buranın en popüler kafesiyse Richie. Mood Stockholm alışveriş yapmak için tercih edilebilir. Bu alışveriş merkezinde ise Bouqueria isimli mekanda bir şeyler içip alışverişinizi daha da keyifli hale getirebilirsiniz. Ostermalm'da ara sokaklara girdiğinizde de birçok çok hoş mağazayla karşılaşabilirsiniz. H&M'in henüz Türkiye'ye gelmemiş olan kardeş markalarından Other Stories'e mutlaka bakın. Eğlenceli ve trendy ürünlerin satıldığı mağazanın kozmetik ve aksesuvar reyonu çok zengin. Ayrıca Harvey Nichols ve Harrods ayarındaki Nordiska Kompaniet yani NK, lüks modaevlerinin ürünlerine ulaşabileceğiniz bir nokta.
MÜZE GEZMEYE DOYAMAYACAKSINIZ
Stockholm'deki Fotografiska inanılmaz bir fotoğraf müzesi, özellikle fotoğrafla ilgilenenlerin mutlaka gitmesi gerekli. Müzenin üst katındaki kafesi de çok güzel. Moderna Museet isimli modern sanat müzesi de çok güzel. Müzenin mağazasından Andy Warhol'ün posterlerini satın alabilirsiniz. Army Museum, tarihin ilk zamanlarından Vikinglere, ardından günümüze kadar gelen, İsveç ordusuna ait her şeyin, balmumu heykellerin, gerçek silahların, fotoğrafların, belgelerin, uçakların vs. sergilendiği bir müze. Ayrıca belirli saatlerde İsveç ordusunun bandosu gösteriler düzenliyor. Ayrıca müze içerisinde, modern ve tarihi silahların orijinallerini elinize alabiliyorsunuz. Karlaplan'daki The Swedish History Museum (İsveç Tarihi Müzesi) da, yine İsveç'in tarihiyle ilgili hemen her şeyi barındıran bir mekan.
BİSİKLET SEVENLERİN ŞEHRİ
İsveç, Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen euro yerine, İsveç kronu (SEK) kullanılıyor. Euro ile aldığınız her şey size biraz daha pahalıya patlıyor. Zaten girdiğiniz her mağaza ve restoranda çalışanlar ödemeyi eğer yanınızda kronunuz yoksa kredi kartı ile yapmanızı tavsiye ediyor.
Ülkede İsveççe konuşuluyor. İsveç alfabesi Latin tabanlı ve hemen hemen fonetik, yani yazıldığı gibi okunuyor. Bu durumun istisnaları az. Bunun dışında, İsveçlilerin neredeyse tamamı çok iyi derecede İngilizce biliyor. Yeterli düzeyde İngilizceniz varsa, anlaşma konusunda herhangi bir sorun yaşamıyorsunuz.
Stockholm'u tanımanın belki de en iyi yolu, yürümek ya da bisiklet kiralamak. Şehrin hemen her noktasında uygun fiyata bisiklet kiralayabilmek mümkün. Bisiklet için ayrı yollar ve park yerleri bulunuyor.
Stockholm'de metro, tramvay, otobüs ve tren sadece tek bir firma (SL=Storstockholms Lokaltrafik) tarafından idare ediliyor ve tek bir kart ile (SL Access Card) tüm toplu ulaşım araçlarını kullanmak mümkün. 24 saatlik, 72 saatlik ya da 7 günlük sınırsız ulaşım biletleri satın alınabiliyor. Metro istasyonları birer sanat müzesi gibi.