Hayat her zaman toz pembe değil. 2013 yazına damgasını vuran
Blurred Lines adlı şarkı, yaratıcıları Robin Thicke ve Pharrell Williams'a müzik listelerinin zirvesinde çok güzel günler yaşattı ama gelinen noktada ortaya çıkan fatura hayli kabarık oldu. Şarkının, ABD'li müzisyen Marvin Gaye'in 1977 hiti
Got to Give It Up'ından 'çalıntı' olduğuna ilişkin açılan dava geçen hafta sonuçlandı ve ikili Gaye'in çocuklarına 7.4 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi. Müzikologlar inceledikleri iki şarkı arasında benzerlikler bulduklarını açıkladı.
BENZERLİK VAR
Bu karar ikiliye soğuk terler döktürürken müzik dünyasında ise soğuk duş etkisi yarattı. Melodinin benzemediğini söyleyerek karara karşı çıkanlar, iki şarkı arasında ciddi farklar olduğunu savunuyor. Öte yandan etkinlenme ve alıntı olmadan popüler müzikten bahsetmenin mümkün olmadığını ve artık özgün bir şeyler yaratmanın giderek zorlaştığı söyleyenler de var. Zaten her iki şarkıyı dinlediğinizde benzerlikleri fark ediyorsunuz. Ama bu benzerliklerin
Blurred Lines'ın orijinalliğinden bir şey götürmediği de bir gerçek. "Bu tür davalarda önce melodiye bakılır" diyen basist Alp Ersönmez de iki şarkı arasında melodi ve armoni açısından benzerlik olmadığı görüşünde. Türkiye'nin en iyi müzisyenlerinden biri olan Ersönmez'e göre şarkının aranjmanına bakıldığında ise bir esinlenmeden, 'andırmadan' bahsetmek mümkün. Ancak bu da ceza verilmesini gerektirecek boyutta bir durum değil: "Aranjman elbette önemli. Aranjmanın önemini gözardı etmiyorum. Örneğin bir şarkı vardır, davul ritmi çok özeldir, kendine hastır. Bunu birebir alırsanız davalık olacak bir durum ortaya çıkar. Ama bu iki şarkı arasında böyle bir durum göremiyorum." Elbette intihal ciddiye alınması gereken bir suç. Tarihteki ilk örnek de
Blurred Lines davası değil. Birkaç yıl önce Madonna da Lady Gaga'ya benzer bir suçlama getirmiş, Gaga'nın
Born This Way adlı şarkısının kendisine ait
Express Yourself'le 'çok tanıdık tınladığını' iddia etmişti. Her ne kadar ikili mahkemelik olmasa da bu iddia çok tartışılmıştı. Mahkemesi halen süren bir başka intihal davasının kahramanı ise 44 yıllık bir şarkı. Los Angeleslı grup Spirit'in avukatları, Led Zeppelin şarkısı
Stairway to Heaven'ın giriş kısmının 1968 çıkışlı Spirit parçası
Taurus ile benzerlik gösterdiği iddiasıyla geçen yıl efsane gruba dava açtı. Davanın ilk duruşmasında Led Zeppelin'in avukatlarının davanın düşmesine ilişkin talebi mahkeme tarafından reddedildi. Bir de adliye kapısından dönen davalar var. Tıpkı Avril Lavigne'inki gibi. Kanadalı müzisyen 2007 tarihli hiti
Girlfriend'i piyasaya sürdüğünde 70'lerin power pop gruplarından Rubinoos'un kendisi hakkında dava açacağını büyük olasılıkla aklına bile getirmemişti. Rubinoos'un kurucusu Tommy Dunbar, Lavigne'i grubun
I Wanna Be Your Boyfriend şarkısını izinsiz kullanmakta suçladı. Lavigne ise grubu daha önce hiç duymadığını, dolayısıyla bahsi geçen şarkıdan da habersiz olduğunu söyledi. Konu mahkemelik olmadan tarafların gizli anlaşmasıyla sonuçlandı. İntihal davaları eskiden de vardı, gelecekte de devam edecek. Ancak
Blurred Lines'ın bu tür davaların sayısının artmasına neden olabileceğine ilişkin risk büyük. Günümüzde genel olarak müzik piyasasında bir daralmadan bahsedilebileceğini söyleyen Ersönmez, "Artık çok az hit duyuyoruz. Bütün pop rock parçalar U2'nun
With or Without You'su gibi. Ya da listeler Black Eyed Peas'in parçalarına benzeyen şarkılarla dolu. O zaman herkes birbirini dava etsin" diyor.