Öyle insanlar vardır ki bulunduklara çağa yön verirler. 1983 yılından bu yana Chanel'in başında bulunan, 50 yıldır Fendi modaevini yöneten ayrıca kendi ismini taşıyan markasını dünyanın dört bir yanına yayan Karl Lagerfeld de bu isimlerden biri. Milano Moda Haftası'nda en çok konuşulan konulardan biri Fendi'nin şovuydu… Bu hafta sona eren Paris Moda Haftası'na da 6 Ekim'deki Chanel defilesi damga vurdu. Havaalanı şeklinde düzenlenmiş dev alanda; dünyanın en ünlü isimleri manken ya da seyirci olarak yer aldı. Lagerfeld imzalı bu iki defile de diğer etkinliklerin önüne geçti ve sosyal medyada da en çok konuşulan konular arasına girdi. Peki kendinden sonra gelen tüm nesilleri aynı derecede etkilemeyi başaran 82 yaşındaki Lagerfeld'in sırrı ne? Genç tasarımcılar da moda editörleri de mankenler de şöhretler de tek kelimeyle Lagerfeld'e tapıyor. H&M'in ilk ünlü tasarımcı çalışmasının Lagerfeld ile olması, ünlü tasarımcının Hogan gibi birçok farklı markalar için de kapsül koleksiyonlar hazırlaması boşuna değil. Koleksiyonu hazırlamakla kalmayan, manken seçmekten, reklam fotoğraflarını çekmeye kadar her şeyi teker teker kendi yapan Lagerfeld, açık görüşlülüğü ve asla bitmeyen çalışma azmiyle herkesi kendisine hayran bırakıyor. Ona Alman oluşuna da gönderme yapılarak Alman imparatorları için kullanılan Kayzer lakabı yakıştırılıyor.
ARKADAŞLARIYLA GÜNCEL
1933 yılında doğan Lagerfeld, arkadaşlarından oluşan yakın çevresini 'ailesi' olarak tanımlıyor. Farklı yaşlardaki bu arkadaşları Lagerfeld'in hayata tutunmak ve kendini güncellemek için kullandığı birer araç gibi… Günde sekiz saat uyumaktan asla vazgeçmeyen ancak geri kalan saatlerinin neredeyse tamamını çalışmak ve yeni şeyler yaratmak için geçiren Lagerfeld hayatının büyük kısmını Paris-Cote d'Azur ve Monaco'da geçiriyor. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilmesi sayesinde tüm güncel basını takip ediyor ve on binlerce kitabın bulunduğu kütüphanesini en büyük serveti olarak nitelendiriyor. Birkaç yıl öncesine kadar yakınlarıyla faks çekerek iletişim kuran Lagerfeld şu an iPhone ve iPad'siz evi terk etmiyor. 82 yaşında moda dünyası gibi zeminin sürekli kaygan ve sarsıntılı olduğu bir endüstride birinin zirvede kalması pek de kolay değil. Lagerfeld de hâlâ nasıl bu kadar başarılı olduğunu soranlara muzip bir ifadeyle, "Nefes alır gibi çalışıyorum" diyor. Lagerfeld çok okuyor, piyasadaki her dergiyi takip ediyor. 22 asistanının da her konu hakkında bilgi sahibi olmasını istiyor. Çevresinde 'eskimiş' hiçbir şey tutmuyor. 'Women's Wear Daily' gazetesine konuşan Lagerfeld "Ben disipline inanırım! Ben, tasarımcılığı maraton koşuculuğuna benzetirim. Nasıl zayıf atletin maraton koşması mümkün değilse, zayıf tasarımcının da modaevinde yer alması düşünülemez! Bu baskıyı kaldıramayacak kadar fazla sanatçıysan, o zaman bu işe girmeyeceksin!" diye konuşarak çelik gibi sinirlere sahip bir maraton koşucusu olması sayesinde hââ ayakta olduğunun sırrını da veriyor. Asla yaptığından memnun olmaması ve her zaman kendisiyle alay edecek derecede mütevazı olması da onun başarılı olmasını sağlıyor. Ünlü tasarımcının nesilden nesile popülaritesini taşımasını sağlayan en önemli şeyse yakın kadın arkadaşları. Bu kadınlarla, onların arkadaşlarıyla, onlara aşık olan erkeklerle ve sonrasında çocuklarıyla samimi bir ilişki kuran Lagerfeld böylece bir sonraki nesli de kazanmış oluyor. Bir dönem mankeni olarak görev alan Vanessa Paradis'nin kızı Lily- Rose Depp'in şu an Chanel defile ve koleksiyon tanıtımlarında yer alması da bunun en büyük göstergesi. Cara Delevigne'i podyuma çıkaran Lagerfeld onun hayat arkadaşı St. Vincent'ı da konserlerinde Chanel giydirerek hem kendisinin hem de markasının devam etmesini ve yayılmasını sağlıyor.