GİT BAŞIMDAN **
Adeta
her hafta bir romantik komedi izler olduk. Bunun için sinemamızda bir romantik komedi furyasından bahsedebiliriz. Bu furyanın hedef kitlesi elbet Türkiyeli seyircisi, yani Edirne'nin ötesi değil. Ama filmler genel olarak Hollywood'da tutmuş formüller üzerine inşa edildiği için taklit hissi de vermiyor değil. Tamam sanat taklit etmekle başlar denilebilir. Ama Yeşilçam zamanında bu topraklara özgü pek çok romantik komedi üretildi. Açıkçası bu gelenekten faydalanalım diyen de yok. Bu haftanın romantik komedisi
Git Başımdan da formül filmlerden biri aslında. Şahin Altuğ'un ilk filmi olan yapım, çevresi tarafından sümsük olarak görülen Latif Selamsız'ın (Şahin Irmak) kendini bulma öyküsünü konu ediyor. Kız arkadaşından ayrılmaya karar verdiği halde bunu ona söyleyemediği gibi evlenme teklifi yapmak zorunda hisseden ve teklif eden, kendini de ansızın nikah masasında bulan bir erkek o. Yani iradesiz, etkisiz bir karakter. Ama bu duruma katlanamayan bir iç sesi var Allah'tan. O (adı da Mahsur) dayanamayıp ortaya çıkıyor ve Latif'in hayatının iplerini eline almasını sağlıyor. Latif de kendini bulma serüveninde karşılaştığı Selin'e (Aslı Tandoğan) âşık oluyor. Bir iç sesin karakter olarak ortaya çıkması gibi kağıt üzerinde iyi duran bir fantastik fikir var ortada. Lakin senaryo aşamasında bu fikrin dolu dolu işlendiğini söylemek pek mümkün değil. Bunun için de filmin tek düze bir seyri var. İradesiz, sümsük Latif ile iç ses maskülen Mahsur'un (Bülent Emrah Parlak) çatışmaları fena değil. Ama açıkçası bu ikilinin çekişmesi de filmi sırtlayıp götürmeye yetmiyor.
FİLMLERDEKİ YANLIŞ TEMSİL
Lakin birçok yerli romantik komedide gördüğümüz ve bu filmde kimi diyaloglarda net bir şekilde ifade edilen tehlikeli bir durum var: Kadının temsili... Bu filmlerde, şehirli, iyi eğitim almış kadınlar sadece ve sadece evlenmek için yaşıyorlarmış gibi resmediliyor.
Git Başımdan'da bunu gelin adayının ağzından "Her insanın bir amacı vardır. Benim amacım da gelin olmak" diyaloğunda apaçık bir şekilde duyuyoruz. Aslında bu durum
Hadi İnşallah,
Evlenmeden Olmaz,
İçimdeki Ses gibi sezonun diğer önemli romantik komedilerinde de böyleydi. Tamam romantik komedilerde evlilik bir klişedir ama kadınlara cinsiyetçi bakmanın, varoluşlarını evliliğe indirgemenin bir alemi yok! Zaten hayat da bu yanlış resmi doğrulamıyor. Hatta başta bahsettiğimiz Yeşilçam'ın 'yerel' romantik komedilerinde bile kadına yaklaşım bu kadar indirgemeci değildi.