Vodafone Istanbul Maratonu'nun 37'incisi yarın kosulacak. Maratonun bir özelligi de çok sayıda sivil toplum kuruluslarının mesajlarını duyurmasına vesile olması. Istanbulluların yogun ilgi gösterdigi maraton, bu yıl sıra dısı, renkli projelere de ev sahipligi yapacak. Çarpıcı projelerden biri, Levent Denizci ile Necdet Turhan'ın birlikte kosması. Denizci, herkes gibi elini kolunu sallayarak degil aksine üç top çevirerek kosuyor. Turhan ise, 58 yasında görme engelli bir dagcı ve atlet. Ikilinin birlikte kosması, farklı bir görsellik olustururken, maratona katılan on binlerde, motivasyon ve heyecan duygusu uyandıracagı da kesin. Bir düsünün; gözlerinizi kapayarak ya da üç top çevirerek maraton kosabilir misiniz? Turhan'ın da Denizci'nin de yaptıgı kolay bir sey degil. Ikili, sivil toplum kurulusları adına kosacagı için bir farkındalıga da imza atacak. Turhan'a, görme engelli oldugu için Itır Erhart ile Gözde Uysal kılavuzluk ederken, hemen önlerinde top çevirerek kosacak Denizci, mentorluk yapacak.
İPLE ÇEKİYORLAR
Adım Adım üyesi olan Turhan ve kılavuzları AÇEV yararına, Denizci de, travma yasayan çocukların topluma tekrar kazandırılması için egitim veren Project Lift Türkiye adına kosacak. Özgün ve sıra dısı renkli bir projeye imza atan ikilinin amaçları "isteyin siz de yaparsınız" mesajını genis kitlelere iletebilmek. Altı kardesin en küçügü olan ve ailesindeki tek görme engelli olan Turhan, anne ve babasıyla birlikte iki agabeyini kaybetmis. "Ailemiz küçüldü" diyor. Buna ragmen Turhan'ın gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmuyor. Turhan'ın hayat hikayesi tam anlamıyla bir azim ve basarı öyküsü. Bu küçük notları ilettikten sonra maraton projesine dönersek, Turhan, kendisine kılavuzluk edecek sporculara bir iple tutunarak 15 km kosacak. Ancak geçmis yarıslarda, kendilerine, "Birbirini iple çekiyorlar" seklinde laf atılması nedeniyle Turhan bu kez hazırlıklı. Sag eline beyaz bastonunu alacak, diger eliyle de kılavuzlarıyla arasındaki ipi tutacak. Böylece görme engelli oldugunu da anlatmada zorlanmayacak.
42 KM'LİK MARATON
Turhan'a 15 km mentorluk yapacak olan Denizci, sonrasında 42 km'lik maratonu tamamlamak için kosmaya devam edecek. Söz, bu heyecan verici projenin mimarları Levent Denizci ve Necdet Turhan'da.
GÖRMEMEK ASLA ENGELİM OLMADI
NECDET TURHAN (EMEKLİ, 58): Çocukluğum ve gençliğim Uludağ'ın eteklerinde geçti. Doğaya tutkundum. Ergenliğim dağda bayırda geçti. Lise 2'deyken, gözlerimde rahatsızlık başladı. Kornea hastalığı nedeniyle 1980'nde başlayan rahatsızlık nedeniyle altı yıl içinde görme yeteneğimi tamamen kaybettim. 1987'de liseyi dışarıdan bitirdim. Yine aynı yıl Körler Rehabilitasyon Merkezi'ne gittim. Bir sene sonra da ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'ne girdim. Hemen üniversitenin dağcılık koluna üye oldum. Yine üniversitede dağcılığa katkısı olsun diye koşmaya da başladım. Koşuya başlayınca, 2000 yılında bu maratonun 15 km'lik kısmına katıldım. Katılış o katılış. Hedefim beş kıtada beş maraton ve beş zirveydi. Hedefimin sonuna geldim; tamamlanması için sadece bir zirve kaldı; Avustralya Kosciuszko Dağı'na çıkmak istiyorum. Sonraki hedefim, bir belgesel çalışması. Görememek, asla benim engelim olmadı. 23 yaşında bunu yaşamış birisi olarak herkes depresyona girip içe kapanmamı bekledi. Ancak bende böyle bir şey olmadı. Yaşadığım sadece şaşkınlıktı. Körlüğün ağır yükü ezememişti beni. Hayatım tabii ki sadece spor değil. Bursa Nilüfer Belediyesi'nden emekliyim. Bu yıl ki, Vodafone İstanbul Maratonu'ndaki projemiz de, sıra dışı. İnsanlar görmeyen birisiyle, üç top çeviren birisinin koştuğunu görecekler. O zaman 'biz de yapabiliriz' duygusunu oluşturacağımızı düşünüyorum.
30 YAŞIMDA SPORA BAŞLADIM
LEVENT DENİZCİ (PEYZAJ MİMARI, 32): "Çocukluğumda bir gösteriden etkilenerek üç top çevirmeye başladım. İlk denemelerimi, sehpaların üzerinde duran, eskiden her evde olan yapma meyvelerle yapmıştım. Yıllar sonra Akdeniz Üniversitesi'nde bunu geliştirdim. Çevremde bu işi ciddi olarak yapanlar vardı, arkadaşlarla üniversitede bunun kulübünü kurduk. O zamana kadar, yaptığımın jonglörlük (havada üç nesne çevirmek) olduğunu bile bilmiyordum. Spora başlamam, 30'lu yaşlarıma geldiğimde bel ağrıları gibi herkeste görülen bir hantallık hissetmeye başlamamla oldu. Hemen spor salonunun yolunu tuttum. Günden güne sporumu geliştirdim. İlk olarak 5 kilometrelik bir koşuya katıldım. Ama sonunda yürüyerek yani bir hayli zorlanarak tamamlayabilmiştim. Sonrasında, İstanbul'da düzenlenen tüm koşulara katılmaya başladım. Geçtiğimiz yıllarda Polonya'ya tatile gittiğimde, bir kişinin üç top çevirerek koştuğunu gördüm. İstanbul'a döner dönmez top çevirerek koşmayı denedim. İlk başta epey zorlandım. Ancak, 2012 yılında üç top çevirerek katıldığım Antalya'daki 10 km'lik maratonu tamamlayınca bunu geliştirmeye karar verdim. Herkesin çok ilgi göstermesi, tezahürat yapması, atletlerin bile dikkatini çekmesi beni heyecanlandırmıştı. Dört yıldır maratonları top çevirerek koşuyorum. Bu bana günlük yaşamımda, işimde, disiplin ve odaklanabilmeyi sağladı. Ayrıca insanlarda, 'üç top çevirerek koşulabiliyorsa biz niye düz koşmayalım?' düşüncesi oluşturması da hoşuma gidiyor. "Neden bunu yapıyorsun?" diyenlere de, beni iyi hissettirdiğini söylüyorum. Geçen sene İstanbul Maratonu'nu 4 saat 28 dakikada tamamladım. 42 km'de topları sadece 11 kez düşürmüştüm. Bu kez Necdet Turhan'la bir ekip olarak koşmamız gerçekten çok heyecan verici. Kendisine zaten gıpta ediyorum."
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
