12
Ocak 2016 Joel Green'in doğum günüydü. Yaşasaydı altı yaşında olacaktı. Joel'e bir yaşındayken kendisine beyin tümörü teşhisi konuldu. Defalarca kemoterapi ve radyasyon tedavisi gördü ama tüm bunlar kanserin minik vücuduna geri dönmesini engelleyemedi. Ne yazık ki Joel'in hastalığı karşısında tıp çaresizdi. Doktorlar, yapılacak tek şeyin küçük çocuğun acısını dindirmek, son günlerini kaliteli bir şekilde yaşamasını sağlamak olduğunu söyledi. Joel kendisine biçilen ömürden daha fazla yaşadı. Oğullarının kansere direndiği bu dönemde umut etmekten başka çaresi olmayan baba Ryan Green, en iyi yaptığı işe döndü ve bir video oyunu geliştirmeye karar verdi. Joel 13 Mart 2014'te yaşamını yitirdiğinde babası, o video oyunu üzerinde çalışıyordu. Ryan Green'in bağış şirketi Kickstarter'da başlattığı kampanyada topladığı parayla geliştirdiği oyun
That Dragon, Cancer, (O Ejderha, Kanser) Joel'in altıncı doğum gününde piyasaya çıktı. Biz de 24 TL karşılığında oyunu indirdik ve minik Joel'in kanserle savaştığı yılları içtenlikle ve yürek burkan bir şekilde ortaya koyan bu video oyununu deneyimledik. Hemen belirtelim bu canavarlarla savaşılan bir oyun değil. Oyuncunun kanser hücrelerini tek tek yok ederek puan alması beklenmiyor.
KAHKAHALARI DUYULUYOR
Oyun Bread on the Water (Sudaki Ekmek) adlı bölümle başlıyor. Joel'e göldeki ördeğe ekmek yedirmesinde yardım etmeniz gerekiyor. Arka fonda ağabeyi Isaac ile babası Ryan'ın konuşmaları duyuluyor. Isaac, kardeşinin iki yaşında olmasına rağmen neden konuşamadığını merak ediyor. Ryan, Joel'in hastalığı nedeniyle zorluk çektiğini anlatıyor. Sonra Joel'in yemek yemede ve gülmekte iyi olduğuna karar veriyorlar. Bu sırada Joel'in kahkahaları kulağınıza geliyor, kendinizi ekran başında gülümserken buluyorsunuz. Aile üyelerinin daha önce kaydedilmiş seslerinin kullanılmış olması oyunu daha da dramatik hale getiriyor. Park at the Edge of the World (Dünyanın Kıyısındaki Park) bölümünde ise Joel ve babası parkta. Bu kez Joel'in güzel vakit geçirmesi için çabalarken buluyorsunuz kendinizi. Bindiği salıncağı sallıyor, kaydıraktan kaymasına yardım ediyorsunuz. Bir yandan da kendinizi ekranda tek tek beliren umut, acı, neşe gibi kavramların, bir sözcüğün ötesinde ne ifade ettiğini düşünürken buluyorsunuz.
ÇARESİZLİK İÇİNDESİNİZ
Oyunun en dramatik bölümleri hastane odasında geçenler. Kemoterapi sonrası kendini iyi hissetmeyen Joel'i sakinleştirmek size düşüyor. Babasının başını okşamasını, onu kucağında sallamasını sağlamalısınız. Odanın içinde onun acısını, ağlamasını dindirebilmek için bir şey arıyor, çaresizlik içinde sürekli sağa sola gidiyorsunuz. Mouse'unuzla durmaksızın duvarlara, koltuğa tıklıyorsunuz. Ve bu sırada gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Sadece çaresizlik değil, umut, kızgınlık, üzüntü gibi duygular oyun boyunca peşinizi bırakmıyor. Ortalama iki saat süren oyun sadece Green ailesinin değil, kanserin pençesine düşen yüzbinlerce ailenin yaşadığı zorlu süreci deneyimlemenizi sağlıyor. Oyun kısa bir süre önce çıkmasına rağmen büyük ilgi gördü. Yorum sitelerinde bir oyuncu
That Dragon, Cancer için 'yürek parçalayıcı' yorumunu yaparken bir diğeri 'emsalsiz bir deneyim' demiş. Joel'in annesi Amy ve babası Ryan'ın yorumu ise şöyle: "Oyunun insanları etkilemesi ve ticari anlamda başarılı olmasından memnunuz. Ama içimizdeki bir parça, bu oyunun belki de sadece bizim için olduğunu söylüyor."