Teknoloji hayatımızın her alanına el atmış durumda. Akıllı evler ve şoförsüz arabaların olduğu bir dünyada modanın da teknoloji ile içiçe olmaması düşünülemezdi. Arka arkaya dev moda markaları ve tasarımcılar teknoloji ve modanın içiçe girdiği tasarımlarla karşımıza çıkıyor. Bu konuda da Türk tasarımcılar yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başladı. Bu hafta Ezra ve Tuba Çetin kardeşler, Intel teknolojisiyle tasarladıkları ve markanın dünya çapındaki reklam kampanyasında yer alan Kelebek Elbise isimli tasarımlarını özel bir lansmanla tanıttı. Teknoloji sayesinde elbiseyi süsleyen kelebeklerin kanat çırpıp uçtuğu bu tasarım çok konuşuldu. Gelecek hafta da Arzu Kaprol, Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi'nde teknoloji eli değmiş koleksiyonunu özel bir etkinlikle tanıtacak. Üç boyutlu yazıcı teknolojisiyle üretilen giysiler, kıyafetlerimize olan bakışımızı ve geleceğe yönelik beklentilerimizi değiştirecek. Biz de bu alanda her geçen gün daha çok konuşulan bu tasarımcılara giyilebilir teknolojiyi sorduk.
EZRA-TUBA ÇETİN
- Teknolojik gelişmeler modayı nasıl şekillendiriyor sizce?
- İki şekilde etkiliyor. Teknoloji geliştikçe makineler de gelişiyor ve elde edilen ürünler insan hayatının daha rahat ve daha konforlu olmasını sağlıyor. Bu etkileşimle giyilebilir teknolojiler yapabilme imkanı bulabiliyorsunuz. Giyilebilir teknolojiler insan hayatındaki konforun, eğlencenin yanı sıra sağlık içinde oldukça önemli gelişmeler sağlıyor. Unutulmaması gereken bir şey var ki teknoloji modaya, moda da teknolojiye ihtiyaç duyan bir dönemden geçiyor.
- Sizin hayatınıza dahil olmuş moda-teknoloji işbirliği eseri ürünler, tasarımlar var mı?
- Şu ana kadar beş projeyi hayata geçirdik. Önümüzdeki kış sezonu itibari ile satışa çıkartacağımız ürünlerimiz var. Türkiye'de çok önemli üç büyük firma ile çalışıyoruz. Zorlu Tekstil, Fabra Testil ve Orta Anadolu gibi üç değerli fabrikada giyilebilir ve nano teknoloji, kumaş, ar-ge ve üretimleri ile ilgileniyoruz. Bunun dışında da Amerika ve Türkiye'de Intel ile birlikte giyilebilir teknolojiler üzerine çalışmalarımız var.
- Ne zaman başladınız giyilebilir teknolojiler üzerine çalışmaya?
- 2012 itibariyle arge çalışmalarımıza başladık. Neleri yapıp yapamayacağımızı nereye kadar gideceğimizi görmeye başladık. Amerika, İngiltere ve Türkiye'de önemli iş ortakları oluşturduk. Tabii ki bu bir ekip işi. Bizim misyonumuz hayal etmek. Opening Ceremony bizden önce 2015 yılında Intel'in dünya kampanyasının yüzüydü. Markanın 2016 uluslararası kampanyasının yüzü bizim çalışmamız oldu.
- Bu alanda dünyada en etkili tasarımcılar kim sizce?
- Çinli ve Japon tasarımcılar çok ciddi çalışıyorlar. Bu konu üzerine projeler yapıyorlar.
- Ezra ve Tuba için giyilebilir teknoloji ne anlam ifade ediyor?
- Öncelikle günlük yaşamınızda kullanabileceğiniz kıyafetler bu kıyafetler. Özellikle giyilebilir kelimesinin altını çiziyoruz ve buna çok önem veriyoruz. Bizce bu tasarlanan ürün sizin hayatınıza konfor ve teknoloji ulaştırabilmeli. Şu ana kadar çalıştığımız beş projede de çipler kullandık. Kumaşların iplerine zeka yükledik.
- Modada sınırların sonuna mı gelindi sizce? Yıllardır orijinal çalışmalardan çok eski dönemlere göndermeler yapan tasarımlar görüyoruz... Tasarımcıların kendilerini ifade edebilmeleri için teknoloji alanında mı çalışmaları, farklılıklarını ortaya koymaları gerekiyor?
Moda, teknoloji sayesinde tam bir devrim yaşıyor. Teknolojinin katkısı ile moda form değiştirecek. Bu form değişikliği insanlara her şeyi daha konforlu elde edebileceği bir sistem getirecek. Burada formlardan çok kumaşların fonksiyonelliği ve performansları ile ilgili bir konfordan bahsediyoruz. Önümüzde yıllarda performansı olmayan ürünleri tüketici tüketmek istemeyecek. Kendinizi geleceği anlatan bir uzay filmi içinde gibi düşünebilirsiniz. Biz gözlerimizi kapattığımızda kendi kendine renk ve şekil değiştiren kumaşlar yaratma arzusu içendeyiz. Bu bazen çok uzak gibi dursa da gelecek çok yakın.
ARZU KAPROL
- Giyilebilir teknoloji sizin için ne ifade ediyor? Yeni yeni hayatımıza giren bir kavram ama pek çoğumuzun gözünün önünde bir şey canlanmıyor...
- Giyilebilir teknolojiler, akıllı saatlerden gözlüklere, çiplerle donatılmış kıyafetlerden akıllı yüzüklere kadar çok zengin bir dünya sunuyor.
- Gelecek giyilebilir teknolojilerde mi sizce?
- Bu teknolojiler ayrıca, tarımdan inşaata, hemen her sektörde iş yapma biçimlerini kökten değiştirecek potansiyele sahip. İnanılmaz çalışmalar yapılabilecek bir alan. Giyilebilir teknoloji pazarının önümüzdeki birkaç yılda daha da hızlı büyüyeceği tahmin ediliyor.
- Teknoloji ile modayı kendi tasarım hayatınızda ne kadar zamandır birlikte kullanıyorsunuz?
- Teknoloji, tasarıma başladığım ilk günden itibaren benim için vazgeçilmez. Akıllı tekstiller ve nano teknoloji ürünlerini zaten hep kullanıyordum. Geçtiğimiz yıl Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi'nde Türkiye'nin ilk hologram defilesini yaptık. Ayrıca mevsimlere göre boyut ve performans değiştiren akıllı ceketim de bu işbirliğinin örneği.
- Tüm bu sözlerin üzerine insanın aklına "Modada sınırların sonuna mı gelindi?" sorusu geliyor...
- Aslına bakarsanız zamanın ruhu, tüm yaşam alanlarına yön veriyor. Ben de bir moda tasarımcısı olarak geleceğin giyim kodlarını bugünden tasarlamayı hedefliyorum. Bugüne yeni bir bakış açısı getirmek istiyorum. Moda tasarımı genel olarak şu anın giysilerini oluştururken, kimi zaman geçmiş anların duygusuna ve güvenine ihtiyaç duyuyor. Kimi zaman ise geleceği tasarlıyor.
