Hayatının
her alanında sadeleşmeye çalışan bir arkadaşım var. Evdeki her fazlalığı atan, kitap ve CD'leri bağışlayan, birikmesin, fazla kalabalık olmasın diye e-kitap okumaya başlayan ve aslında evini bir otel odası gibi kullanma arzusunda olan... Etrafta kişisel bir şey olmasın, her taraf pırıl pırıl olsun, o toz tutuyor, bu çok büyük, şu eski yüzlü diye tüm eşyaları reddeden biri. Çok garipsiyorum bunu ve aslında her geçen gün gelişen teknoloji yüzünden de çok endişeliyim. Tasarım klasiği dediğimiz kavram, o 'yıllar geçse de değişmeyen' dediğimiz anlayış ister istemez zamana yeniliyor. Eskiden televizyon ünitesi denen o fonksiyonsuz, anlamsız mobilya var mıydı? Duvara monte, dev televizyonların çıkmasıyla bir anda türeyiverdi. Bu yakında bir evin en önemli süsü olan kitaplıkların zamanla yok olacağı anlamına da geliyor olabilir mi? İnsanlar kitaplarını kalabalık yarattığı için kaldırıp e-kitaba yönelebilir mi? Bir kitaba dokunma, onu saklayıp yıllar sonra bakma isteği yok olabilir mi? Müzik dinlemekle ilgili de benzer bir şey yaşadım geçenlerde, bir klasik müzik parçasından bahsedildi. Bende de CD'si olduğunu söyledim. Bir grup arkadaşım hâlâ CD'den müzik dinlememe çok şaşırdı.
EV TELEFONU TARİH OLDU
Daha nasıl acayip mobilyalar girecek hayatımıza? Düşünsenize ev telefonu bile kalmadı. Ev telefonundan aranarak dolandırılan insanlardan yola çıkarak, sabit ev telefonu olanların otomatikman yaşlı oldukları varsaymak çok da yanlış olmaz sanırım. Laminat parke, tuğla görünümlü duvar, sentetik elyaf dolgulu yorgan gibi yakında her şey sanal ve sentetik olacak herhalde. Doğal kaynakların tükenmesi bu sonucu getirecek er ya da geç. Bize daha kullanışlı diye sunulan şeyleri hayatımıza dahil ettikçe doğaldan biraz daha kopacağız. Yavaş yavaş kişisel eşyalar, anılar da gidecek albümler gibi. Her şey bilgisayarda, telefonda kayıtlı olacak ama şarjı bittiğinde de dünya duracak. Dışarda ne olursa olsun en azından evimde gerçeklik arıyorum, bu devirde çok zor olsa da doğallık arıyorum. Teknolojiye boyun eğmek ve geçmişe dair alışkanlıklarımdan kopmak istemiyorum. Gerçek kitaplar okuyup, kitapları kitaplığa kaldırıp, CD çalar olduğu sürece CD'lerimden müzik dinlemek istiyorum. Teknolojinin bu gidişatını kendimce biraz yavaşlatmak ve bir şeylere yetişmenşn derdine düşmeden, sakince yaşamak istiyorum. Anı yaşayarak, tadını çıkararak...
TREND
Pirinç şıklığı
Pirinç aksesuvarlar hiç olmadığı kadar yükselişte. Şamdan, tepsi, aydınlatma veya saksı olarak evin çeşitli yerlerinde bu metalik ışıltıya yer verebilirsiniz.
TREND
Sanat eseri gibi
Jonathan Adler'in ikonikleşmiş yüz figürünü kullanarak tasarladığı vazo ve mumlar, evinizde hareket kacak. www. beymen.com