Tatilciler şehre dönüyor, e ne de olsa okullar bu hafta itibariyle açılıyor. Ama daha önümüzde bayram tatili var. O halde yaz modundan çıkmamalı, soğuk havada yapamayacağımız aktiviteleri kaçırmamalı.. "Eyvah yaz bitti" demeyin ve son günlerin keyfini çıkarın. "Bu yaz gezemedim, eller havaya coşamadım" diyenlerdenseniz işte sizin için hazırladığım mini rehber... Yaz demek konser demek... Yaz konseri demek elbette Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi demek... Hem buranın akıbeti belli değilken mutlaka bir konsere gitmeli. Bugün, yarın, öbür gün...
YILDIZLARIN ALTINDA SİNEMA
Bu kez yıldızlar sadece barkovizyonda değil aynı zamanda üzerimizde olacak... Yazın en tatlı aktivitesidir açık hava sinema keyfi... 1980'lerde bir salgın gibi trend olmuş, zaman içinde klimalı salonlarla unutulmuş... Şimdilerdeyse ülkemizde yeniden revaçta. O halde yaz bitmeden yıldızların altında sinema keyfini kaçırmayalım. Birçok farklı mekanda farklı filmler gösteriliyor, gelin bize en uyanını seçelim ve patlamış mısırımızla şezlongumuza serilelim. Yarın akşam Maslak UNIQ'te Sarmaşık gösterilecek. 11 Eylül'de ise ödüllü bir film, Toz Bezi var. Sinema ücreti 23 TL. Şezlong ve minder ise bedava... Bomontiada ise açık hava sineması olan başka bir işletme... Haydi o zaman Açık Havada Sinema Avlusuna... Öncesinde The Populist'e uğrayıp enginarlı nachos ve cheesburger yemeyi de ihmal etmeyin.
FİLM İZLE, BAĞIŞ TOPLA
Sosyal girişimcileri bir araya getiren Impact Hub'ın İstanbul'da açılan şubesinde ise bir sosyal sorumluluk projesi için açık hava film gösterimleri düzenleniyor. Toplanan para bugüne kadar sanatla haşır neşir olmayan çocukları sanatla buluşturan Sinemasal Derneği'ne aktarılıyor. Hem gidenleri mısır patlatma makinesi gibi nostaljik detaylar karşılıyor. "Yok ben filmimi havuz başında izlerim" diyorsanız da buyrun Deniz Private Cinecity Trio'ya... Benim gibi X Men hastaları ise 9 Eylül'de Akasya Park Sinema'da soluğu alabilirler. X-Men Apocalypse'yi bir de yıldızların altında izlemeli, değil mi!
YÜZMEDEN OLMAZ
Haydi bir karar alalım ve bu yazın son denizine şehirde dalalım... Sezonu Ege'de, Güney'de değil de İstanbul çevresinde kapatalım... Benim tercihim Babylon'dan yana... Hem müziklerini, hem yemeklerini seviyorum. Kilyos'un denizi de cabası. Eski bir Sarıyer sakini olarak Rumelifeneri'ndeki Golden Beach Club'ı da önerebilirim. Altın sarısı kumsalıyla diğer plajlardan gerçekten de bir adım ötede. Ekim ortasına kadar buradan denize girmek mümkün. Avrupa yakası değil, biraz da Anadolu yakası olsun derseniz Şile'ye gidebilirsiniz. Mavi bayraklı plajlarında voleybol, tavla gibi çeşit çeşit aktiviteler de var. Fusha ve VIP Beach benim favorilerim. Ayazma Plajı'nda ve Kumbaba'da yan yana pek çok alternatif mevcut. Hangisine giderseniz gidin sütlü mısır yemeyi bir de merkezdeki Balkan Dondurmacısı'ndan sakızlı dondurma denemeyi unutmayın. Havuz içinse şüphesiz en iyi adres Galatasaray Adası. Boğaz'ın tam ortasında.... Hafta içleri çok daha sakin oluyor. Havuz keyfi sonrası Suda Balık'ta balık ziyafeti ise pek güzel oluyor... Çırağan Palace Kempinski ve The Grand Tarabya Hotel'in havuzları da yazı sonlandırmak için keyifli noktalar. O halde kulacınız bol olsun diyelim ve bir başka yazlık aktivitede görüşelim.
MEKANLARIN YAZ HALİ
Hiç Balmumcu'daki Polat Renaissance Bosphorus'un terasına çıkıp İstanbul'a kuş bakışı bakmayı denediniz mi? Mutlaka deneyin. İki tarafa yayılan terasında İstanbul'un dört bir tarafını görebiliyorsunuz. Üstelik püfür püfür esiyor. Bar 212 isimli mekanın bu yaz müdavimi oldum. Thai soslu tavuklu pizzasının tadı damağınızda kalıyor.
Bu yazın iddialı mekanı Les Ottomans içindeki Bijou'nun pazar brunch'ları öne çıktı ama bir öğlen denize sıfır masalardan birine kurulup ceviche ya da lahmacun yiyebilirsiniz. Kısacası menü her telden çalıyor, her zevke hitap ediyor.
Büyükada'nın da en güzel zamanı... Ne de güzel olmuştur torikten lakerdaları... Milto ya da by Şükrü... Seçin bir balıkçı, donatın sofrayı... Elbette öncesinde bisikletle ada turuna çıkmayı unutmamalı.
Arnavutköy'deki Alexandra'nın terasında aradığınız her şey var. İyi bir manzara, müdavim kitlesi ve lezzetli yemekler. Buna bir de Yakuza'nın iyi müzikleri eklenince terasta akşamlar uzadıkça uzuyor.
ŞİKAYETİM VAR
Sormadan kolamın içine limon atmasınlar...
Bomboş mekanda "Rezervasyonunuz var mı?" diye sormasınlar...
Yemek saati bangır bangır müzik çalmasınlar...
Tuvaletlerin kapılarına kadın mı erkek mi olduğunu anlayamadığım garip figürler koymasınlar...
Balıkçıda hesap istediğimde dökümlü adisyonla getirsinler...
"Kahve ikram edelim" deyip hesaba eklemesinler...
