Yaşarken bunu hiç fark etmiyoruz ama apartmanda yaşamak ilginç bir deneyim. Bir sürü insanla birlikte yaşıyorsunuz aslında. İmdat deseniz gelecek bir sürü insan var, bazen de ölüyor olsanız kimseden fayda yok! Alt katınızda, üst katınızda yaşayan insanlarla ne gibi paralellikleriniz olduğunu düşündünüz mü hiç? Evlerini nasıl dekore ettiklerini? Geçen yıllarda Romanyalı fotoğrafçı Bogdan Gîrbovan, Bükreş'te bulunan 10 katlı bir apartmanın üst üste konumlanmış 10 odasını, evde yaşayanlarla birlikte fotoğraflamıştı. İnsanların nasıl bambaşka bakış açılarına sahip olabildiklerini gördüğünüz gibi, birbirinden çok farklı olabileceğini düşündüğünüz insanların aynı mekanı nasıl farklı şekilde dekore edebildiklerine de şahit oluyorsunuz. Neredeyse aynı dolabın aynı yere konduğuna şaşırıyorsunuz. Acaba aynı odayı hangi şekilde dekore etmek daha doğru diye düşünüyor insan ister istemez ama bu işin genel geçer birkaç kuralı dışında doğrusu yok. İdeal yerleşim planının nasıl olması gerektiğiyle ilgili kitaplar, hatta bununla ilgili birtakım öğretiler var. Daha iyi enerji için kanepenin, yatağın bakması gereken yön bile belirlenmiş ama açık konuşmak gerekirse bence bunlar manasız. Bir salona girer girmez eşyaları nasıl yerleştirmek gerektiğiyle ilgili herkesin kafasında bir fikir oluşur. Ve çoğunlukla akla ilk gelen yerleşim doğrudur. Doğrudan ziyade oraya en uygun çözümdür. Çünkü aslında bu konuda doğru diye bir şey yok.
Bunlara dikkat!
Yerleşim planını yapmadan önce mekanı tamamen boşaltarak iyice gözlemleyin. Priz ve elektrik anahtarlarının yerleri, süpürgelik yükseklikleri, parkelerin durumu bile boşken size çok şey anlatacaktır.
Mekanın planı ve ölçüleri alışverişin her aşamasında mutlaka elinizde olmalı.
Yerleşim planı yaparken bir odak noktası oluşturmak işin kilit noktası. Şömine ya da kitaplık gibi bir alan odak noktası olabilir ve sonrasında tüm mobilyalar onun etrafında şekillenmeye başlayabilir. Yerleşime öncelikle büyük mobilyalar ile başlamak önemli.
Yerleşim planı yaparken herhangi bir oda için o mekanı sizinle paylaşacak olanların da fikrini almaya özen gösterin. Sizin hiç dikkat etmediğiniz bir ayrıntı onların aklına gelebilir.
Yemek masasını mümkün mertebe, salonun mutfağa en yakın köşesine yerleştirmeye çalışın. Elinizde tencere ya da fırın tepsisiyle ile yürüyeceğiniz mesafeyi en aza indirmeniz önemli.
Çok zorda kalmadıkça ve manzaranız çok kötü değilse kanepeyi pencerenin önüne yerleştirmeyin. Oturduğunuzda dışarıya bakabilmek, karşıdan ışık gelmesi ve genellikle pencerelerin altında yer alan radyatörlerin kanepe tarafından kapatılmaması önemli ayrıntılar.
Koca bir duvarı televizyona ayırmak yerine, televizyonu pencerenin önüne yerleştirebilirsiniz. Böylelikle hem dışardan gelen yansımalardan kurtulursunuz hem de televizyona istediğiniz açıyı vermeniz kolaylaşır.
Eviniz çok küçükse bile mobilyalar arasında belli bir mesafe bırakmanız gerekir. İki mobilyanın arasındaki mesafe 1.5-3 metre arasında olmalı kuralı, ne yazık ki günümüzde 50 cm-1 m seviyesine indi. Bunun da altına inmemek gerekir.
Eşyalardan bazılarını eleyerek bu sorunu çözebilirsiniz.
Mekana girdiğinizde görüş alanınızı engelleyen herhangi bir mobilya olmamalı. Depolama alanlarını yerleştirecek duvar yoksa, bunları koltukların arkasına yerleştirebilmek için yüksekliğinin bir metreyi geçmemesine dikkat edin.
TREND
İlhamı ormandan
Yılbaşının yaklaştığı şu günlerde ayı, geyik gibi ormanların simgesi olan hayvanların desenleri revaçta.
YENİLİK
Dokunurken düşünmeyin
Antimikrobiyel malzeme ve gümüş iyonlarının birleşmesiyle oluşan özel bir madde ile tasarlanan elektrik anahtarları ve prizler, hijyen sağlıyor. www.legrand.com.tr