Bu haftaki konu ekibimizin benden özel isteği... Her şey hafta sonu müzik yazarımız Meltem Fıratlı'nın Prenses Leia ile Maslak'ta bir kafeye gitmesiyle başlıyor... Prenses Leia adını geçen yıl hayatını kaybeden Carrie Fisher'ın Star Wars'ta canlandırdığı karakterden alan dünyalar tatlısı bir Maltese terrier. Görenlerin mutlaka sevmek istedikleri tatlılıkta... Kafedeki servis elemanı da Leia'yı sevmekten geri kalmıyor. Buraya kadar her şey tamam. Ama problem kısmı garsonun ardından ellerini yıkamadan servis devam etmesiyle başlıyor. Fıratlı, toplantıda bu sorunu dile getiriyor. Ardından konu ısınan havalar ve ter kokan garsonlara kadar konu uzayıp gidiyor... Kimi servis yapanların masaya çok yakın durup konuşmalara kulak misafiri olmasından hoşnutsuz, kimi servis yaparken ellerinin yemeğe girmesinden... Bu kadar şikayeti dinledikten sonra da bana konuyu ele almak düşüyor.
EĞİTİMLER VERİLİYOR
Aslında işletmeler davranış, hijyen, servis, giyim gibi konularda en az müşteri kadar hassas. Bunun için personele mutlak suretle eğitim ve direktifler veriyorlar.
Yine de bir köpeği sevdikten sonra ellerin yıkanması gerektiği yaşam görgüsünde olmayan birine ne kadar direktif verirseniz verin olmayabiliyor. Ter konusu özellikle havaların ısınmasıyla birlikte her zaman gündeme gelen bir mevzu. Fine dining restoranların birçoğu duş, deodorant ve yedek kıyafetlerin bulunduğu personel dolaplarıyla bu sorunu minumuma indirmeyi amaçlıyor. Zaman zaman garsonların ter kokusu hakkında şikayet aldıkları da oluyormuş. Bu gibi bir durumla karşı karşıya kaldıklarında ya personele duş almasını söylüyor ya da servisten çekiyorlarmış. Duş bütün işletmelerde olamaz. Ama deodorant, ağır kokmayan bir parfüm ve yedek gömlek bulundurmak bu kadar zor olamaz. Ya da ter kokan bir personeli servisten çekmek mantıklı bir hareket. Kimse para verip, iyi vakit geçirmek için gittiği bir restoranda bu kokuya maruz kalmak zorunda olmamalı.
SAÇ VE MANİKÜR SORUNU
Bir de tüm servis elemanlarına koltukaltı botoksu yaptıranlar var. 2012 yılında Nusret'te tüm garsonlara botoks yapıldığını okuduğumda önce şaşırmış daha sonra ise hak vermiştim. Özellikle steak house'larda sıcak ızgaralar arasında dolaşan garsonların terlemesi daha yüksek ihtimal.
Ter kadar önemli bir diğer husus da saçsakal ve el bakımı mevzusu. Fine dining restoranlar genellikle personeli için bir kuaförle anlaşıp, saç sakal ve manikür konularında yardımcı oluyorlar.
AŞIRI MAKYAJ, KOYU RENK OJE YASAK
Erkek personelin sakallı, dağınık saçlı olması, kadınların koyu renk ojeler kullanmaması da diğer genel giyim standartları arasında. Aşırıya kaçan aksesuvarlar, küpeler, bilezikler de yine yasaklar listesinde.
ELLERİ YIKAMAMAK SÖZ KONUSU OLAMAZ
Kimi zaman restoranların tuvaletlerinde "Personelin ellerini yıkaması zorunludur" yazısıyla karşılaşıyoruz. Bu çok da anlam veremediğim bir yazıdır. Sadece personel değil müşteri de tuvalete girdikten sonra ellerini yıkar. Bu küçüklükten itibaren aldığımız bir terbiye ve hijyen kuralı.
Sadece burada da değil personel yerden bir şey aldığında, pet sevdiğinde ya da hijyenik olmayan bir şeyle temas ettiğinde ellerini yıkamalı.
PARMAKLA GÖSTERİLMEZ
Bu arada garsonun müşteriye bir şeyi parmakla göstermesi de hoş karşılanan bir durum değil. Lavabo, menü vs göstereceklerse parmaklar kapalı şekilde elle göstermeleri gerekir.
Uzm. Dr. Makbule Dündar-Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanı
Botoks çözüm olabilir
"Koltukaltı botoksu doğru dozlarda yapıldığı zaman en az altı ay etkili ve başarılı bir yöntemdir. Koltukaltındaki terlemeyi yüzde 90 oranlarında ilk altı ayda azaltır. Zamanla hafif hafif terleme geri gelir. Terleme önlendiği zaman doğal olarak ter kokusu da önlenmiş olur. Ter kokusunu önlemede bir diğer önemli faktör özellikle yaz aylarında doğru temizleyiciyle günlük banyo yapmak ve antipersperant bir sprey kullanmayı alışkanlık haline getirmektir. Özellikle yaz aylarında yoğun terleme ve koku şikayeti olan kişilerin bir kez koltukaltı botoksu yaptırıp ilave olarak hijyen kurallarına dikkat etmeleri sorunlarını çözecektir. Beslenme alışkanlığı da ter kokusunda önemli bir faktör. Özellikle yoğun baharat tüketen kişilerde ter kokusu da daha keskin olur."
Uğur Karabayır-UkaLife kurucusu
Yedek gömlek zorunlu
"Bireyin ellerini yıkaması kendi sosyal hayatında aldığı görgüyle ilgili bir durum. Normalde turizm ruhsatı olan yerlerde duş bulundurmak zorunlu. Biz Hudson'da belediye ruhsatı olmasına rağmen personele duş koyduk. Hem aşçıların hem de garsonların yedek gömlek bulundurması zorunlu. Martinez için Akmerkez'deki kuaförle anlaştık. Saç sakal, manikür gibi konularda yardımcı oluyorlar. Tuvalet temizliği yaparken de beyaz ameliyat eldiveni takmaları zorunlu."
ŞURADAN BURADAN
BOĞAZ'DA YELKEN ŞÖLENİ
Mavi sularda yelken açıp giden yelkenleri seyretmek göz şöleni yaşatıyor. 11 Mayıs'ta bu yıl 16. düzenlenen Turkcell Platinum Bosphorus Cup start aldı. ORG Sports ile Yelken Federasyonu tarafından düzenlenen yarış bugün Boğaz'da gerçekleşecek. Tekneler Dolmabahçe'den start alacak, Anadoluhisarı'na dönecek ve Çırağan Sarayı önünde bitiş noktasına gelecek. Üstelik bu yıl yaklaşık bin yelkenci yarışıyor. Rüzgarları bol olsun...
ANKARA LEZZETLERİ İSTANBUL'DA
Divan Grubu, birkaç aydır yöresel mutfakları İstanbul'da deneyimleme şansı sunuyor. Daha önce Gaziantep ve Adana mutfaklarından oluşan menüler hazırlamışlardı. Bu kez ise Çukurhan'ın şefi Ankara menüsü hazırlamış. Bugün tatmak için son şansınız...
BOMONTİ'DE BAHAR ŞENLİĞİ
Bu hafta sonu etkinliğe doyuyoruz. Baharın geldiğini de nihayet anlıyoruz. Üç gün boyunca bomontiada'daki The Populis'te Bahar Şenliği var. Bugün saat 14.00-17.00 arasında Akordeon+Saksafon Mobil müzik grubu sahne alacak. Akşam 23.00'te ise Cihan Saldıran çıkıyor. Şef Muhittin Kabasakal bu şenliğe özel pretzel, brisket sandviç, sosisli sandviçler hazırlamış. Hem müziğe hem de lezzetli yemeklere doyacağınız bir etkinlik...
PASTANE KÜLTÜRÜ YENİDEN CANLANIYOR
Dünyanın dört bir yanında insanları bir fincan çay veya kahve ve belki de bir dilim pasta eşliğinde bir araya getiren pastane kültürü, oluşumunu 14. yüzyıla borçlu. Yüzyıllar boyunca bulundukları alanda sosyal hayatı şekillendiren pastaneler, kültürlerini günümüzde bir lezzet deneyiminden daha fazlasını sunarak devam ettiriyor. Bu zarif kültürün bir parçası olma fikrinden doğan Vakko Patisserie Petit Four isimli ilk mekanını Akmerkez'de açtı. Mekanda günün farklı saatleri için hazırlanmış seçenekler sunuluyor... Etiyopya, Klimanjaro ve Hindistan'da toplanan, İtalya'da harmanlanan kahve ile güne başlayabilir, öğle saati için sandviç, salata, kiş, makarnalarla devam edebilirsiniz.