Yunanistan'da ekonomik ve siyasi krizi atlatmak amacıyla hükümet partisi sosyalist PASOK ile ana muhalefetteki muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) işbirliği ile kurulmasına karar verilen geçici hükümetin başına eski Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkan Yardımcısı Lukas Papadimou'nun getirilmesi konusunda mutabakat sağlandı. Hükümetin başına kimin geçeceği bugün belli olacak. Yaşadığı yurt dışından dün Atina'ya davet edilen Papadimou, "ülke ekonomisini kurtarma uğruna" başbakanlıktan feragat etmeye karar veren PASOK lideri Yorgos Papandreu ve koalisyon hükümeti kurulmasını kabul eden YDP lideri Andonis Samaras ile istişarelere başladı. Papadimou, iki liderin önerisini kabul etmeden önce koalisyon hükümet şeklinin nasıl olacağı, programı, görevi ve süresi ile ilgili bilgi alacak ve başbakanlık görevini üstlenip üstlenmeyeceğini açıklayacak. Uluslararası saygınlığı olan ve deneyimi olan Papadimos'un hükümetin başına geçmek için parti liderlerine koştuğu şartların kabul edilmesinin zor olduğundan söz ediliyor. Papadimos'un, geçici hükümetin içinde "kendi güvendiği şahsiyetlerin de yer alması" ve "hükümetin kısa değil uzun vadeli olmasıi" gibi bazı koşullar öne sürdüğü ve bunların incelendiği belirtiliyor. İki liderin Papadimou'ya sundukları başbakanlık görevi "elektrikli sandalyeye" benzetiliyor. Papandreu ile Samaras'ın sağladığı uzlaşmaya göre koalisyon hükümeti kısa vadeli olacak.Ülke 19 Şubat'ta seçimlere gidecek.
AB YANIT BEKLİYOR
Öte yandan, Avro Grup Başkanı Jean Clude Juncker, Ulusal birlik hükümetinin AB'nin kurtarma peketini "son virgülüne kadar" uygulama hazır olduğunu kendilerine hızla bildirmesini istedi.
İKTİDARDAN İSTİFAYA PAPANDREU
Ekim 2009'da PASOK yüzde 43'lük oranla iktidarı kazanınca Papandreu başbakan oldu.
Hükümet yüzüncü günü doldurmadan bir önceki hükümetin rakamlarla oynadığını ve bütçe açığının GSMH'nın yüzde 6'sı değil 16'sı olduğunu öğrendi ve yardım için AB ve IMF'ye başvurdu.
AB ile IMF, Yunanistan'a 110 milyar euroluk yardım karşılığında sert ekonomik tedbirler alınmasını şart koştu. Maaşlarında kesinti, memur sayısında azalma, özelleştirilme, önlemlerin sadece bir kısmıydı. Eylemler ve şiddet olayları hayatı felce uğratmaya başladı.
Şiddetli tepkiler nedeniyle yol haritasındaki şartların yeterince uygulanamadı ve bütçe açığı yeterince kapatılamadı. Yunanistan'ın kredi notunu düşmeye başladı.
Papandreu tekrar AB ve IMF'ye başvurmak zorunda kaldı. 26 Ekim 2011'de AB, ilave tedbirler karşılığında 109 milyar euroluk ek bir mali yardım paketi onayladı.
Muhalefetten ek yardım paketine onay alamayan Papandreu, referanduma gitme kararı aldı ama 2 gün sonra vazgeçti. Birlik hükümetinin kurulması için istifa edeceğini söyleyen Papandreu, meclisten güvenoyu aldı.
TÜRKİYE'YE KARŞI AB'DEN ASKERİ KORUMA İSTENİYOR
Ciddi borç krizi ile tüm Avrupa'yı uğraştıran Yunanistan'ın, iflasın eşiğinde olsa da "Türkiye korkusu" ile silah almaya devam ettiği öne sürüldü. The İndependent gazetesi, Yunanistan'ın, silah alımlarını sürdürmesi yönünde, büyük bir müşterisi olduğu Almanya ve Fransa'nın baskılarına maruz kaldığını savunurken silah harcamalarının azaltılmamasına öfkeli Yunanlıların, AB'nin, kendilerini Türkiye'den korumasını istediklerini belirtti. İngiliz The İndependent gazetesi, "Sağlık hizmetleri azaltıldı ancak Yunanistan hâlâ silah satın alıyor" başlığıyla yayımladığı haberinde Yunanlıların, Euro Bölgesi liderlerinin, Atina'nın kamu hizmetlerine yönelik harcamaları kesmesinde ısrar ederken silah harcamalarının aynen devam etmesine öfkeli olduklarını kaydetti.
YUNAN JETLERİNDEN TACİZE DEVAM
Yunanistan'da savunma harcamalarında kesintiye gidilmesi ve ordunun küçültülmesi planlanırken savaş uçakları, Türk savaş uçaklarının uluslararası hava sahasındaki uçuşlarına müdahale etmeye devam ediyor. Genelkurmay Başkanlığının verilerine göre, Türk Hava Kuvvetleri uçaklarının 2010 yılında yaptığı toplam sorti sayısı 2 bin 843 olarak gerçekleşirken, Yunanistan uçakları Ege'de 12 bin 346 sorti yaptı. Yunan savaş uçakları 2011'in ilk 10 ayında 293'ü "önleme" ve 199'u "taciz" olmak üzere toplam 492 kez Türk Hava Kuvvetleri'ne ait uçakların uluslararası hava sahasındaki uçuşlarına müdahalede bulundu. Yunan jetleri, 2011'de toplam 18 kez Türk hava sahasına girdi. Çoğunluğu İzmir Karaburun yarımadası yakınlarındaki hava sahası işgalleri, Antalya Kaş açıklarında ve Edirne üzerinde de yaşandı.