ATİNA- Yunanistan'daki ekonomik kriz, dünya medyasının bir numaralı haber konusu bir gerçek. Çünkü, ülkede 17 Haziran'da tekrarlanacak olan genel seçimlerden de bir hükümet çıkmazsa; ya da batı dünyasının korkulu rüyası haline gelen Radikal Sol SYRİZA Partisi -olur da- tek başına iktidara gelirse ; Yunanistan'ın Euro'dan çıkacağı ve 10 yıl öncesine kadar kullandığı milli parası Drahmi'ye dönüş yapacağına inananların sayısı oldukça fazlalaşıyor…
Bu durumda Euro para bölgesinde büyük bir deprem yaşanması ve hesaplanabildiği kadar Euro bölgesinde en az bir buçuk triyon avro'luk bir zarara yol açılacağı gibi, Yunanistan'ın düşeceği kuyuya , Portekiz ve İrlanda'dan başka İspanya ve İtalya gibi Euro bölgesinin önemli iki ülkesinin daha düşmesi söz konusu olacak…-ki, bu da hem Euro'nun hem de AB'nin dağılmasına yol açacağı endişeleri büyüyor……
Yani kısacası akla gelen ilk soru, AB ve Euro'nun kaderi acaba AB ve İMF'nin Yunanistan'a şart koştuğu sert ekonomik önlemlerle dolu olan Kredi anlaşmasını feshetmekle tehdit eden SYRİZA'nın dinamik lideri 38 yaşındaki Aleksis Tsipras'ın elinde mi bulunuyor ?
İşte bu sorunun yanıtı, 17 Haziran seçimlerinden sonra bir açıklığa kavuşacak.
Gerçi SYRİZA, bu seçimlerde birinci olsa dahi, tek başına hükümet kuracak kadar bir çoğunluğu sağlayamayacağını kendisi de biliyor… Bu nedenle SYRİZA'nın asıl hedefinin, tek başına iktidara gelmek değil; sağlam ve radikal bir Ana muhalefet partisi olmak olduğu anlaşılıyor.
Böylece hem Yunanistan; hem AB hem de Euro "iflas" etmekten kurtulmuş olacak; hem de SYRİZA, ana muhalefet partisi olmanın getirdiği "sorumsuzluk" rahatlığıyla AB ve İMF karşıtı söylemlerini daha da sertleştirmek fırsatını bulacak…
Peki, AB ve İMF'nin Kredi Anlaşması karşılığında Yunanistan'a koştuğu sert ekonomik şartların uygulanmasını öngören ağır şartları, hafif değişiklikler yaparak kabul eden YDP ile PASOK'un , 17 Haziran seçimlerinden sonra bir işbirliği hükümeti kurmaları olasılığında Yunanistan kurtulur mu?
Hayır.. Ama Yunanistan en azından Euro ve dolayısıyla AB içinde kalıp bu iki kurumun nimetlerinden yararlanmaya devam edecek ve kendisine bir çeki düzen verme yoluna girebilecek…
ASIL KRİZ HENÜZ GELMEDİ..
Ekonomik krizin boyutları sosyal yaşamı etkilemedi değil… Ama bunu gözle görmek henüz mümkün değil… İnsanlar hala alışverişe çıkıyor, tavernalara, barlara, pub'lara gidiyor, cafe'leri tıklım tıklım dolduruyor, hafta sonlarına büyük kentleri terk ederek yazlıklara, plajlara koşuyor.. Ancak ufukta görünen "asıl Kriz" insanların cebine henüz yansımış değil… Kriz şimdilik daha çok devlet sektörünü etkiliyor..
Şöyle ki: Örneğin Elektrik kurumu DEİ, SYRİZA'nın teşviki ile elektrik faturasını ödemeyi ret eden tüketicilerden gereken parayı toplayamadığı için , Türkiye ve Rusya'dan doğal gaz ithal eden Yunan petrol Şirketi DEPA'ya olan 300 milyon eu'luk borcunu ödeyemiyor.. DEPA da BOTAŞ ve GASPROM'a olan 67 milyon eu'luk borcunu ödeyemiyor… DEPA , 22 Haziran'a kadar bu borcunu ödenemezse, Yunanistan'a doğal gaz akışı kesilecek; doğal gazdan mahrum kalacak olan DEİ elektrik üretemeyecek: tüketiciler elektriksiz kalacak…
Başka bir örnek: Yunan Eczacıların, Yunan Sosyal Güvenlik Kurumu İKA'dan yaklaşık 300 milyon Eu'luk alacakları var… İKA, gitgide büyüyen işsizliğin ; işten çıkartmaların ve sigortasız işçi çalıştırmaların artmasıyla neredeyse iflas etmek üzere.. dolayısıyla eczacılara olan borcunu ödeyemiyor… Eczacılar da İKA reçetelerini almayı ret ediyor…Bunun bedelini de sigortalıların ve emeklilerin kendi ilaçlarını kendi ceplerinden ödemelerine yol açıyor…
Bir örnek daha: Vergi memurları, bir ay içinde ilan edilen iki genel seçimlerden dolayı iş yavaşlatma eylemlerine baş vuruyor ve yollara dökülüp vergi toplamıyor… Vergiler toplanmayınca devlet kasaları boş kalmaya devam ediyor ; ve yeterince hizmet veremiyor...
Kısacası: Yunanistan'ın , yılda 85 milyar Eu geliri; 100 milyar Eu da gideri var… Dolayısıyla aradaki 15 milyarlık farkı kapatabilmek için AB ve İMF'nin mali yardımlarına ihtiyacı var… Üstelik, borçlarını ödemesi ve birincil kar'a geçebilmesi üretim ve kalkınma projelerini yaratmaya ve hayata geçirmesi şart… Mali yardımlar kesilirse Yunanistan, resmen iflas edeceği ve EURO'dan hatta AB'den çıkartılacağı gibi, asıl ekonomik kriz işte o zaman insanların cebinde hissedilecek… Ve asıl çıngar o zaman kopacak….
