Çok miktarda hardal gazı ve sinir gazı stoğuna sahip olduğu düşünülen Suriye, kimyasal silah kullanımını yasaklayan Uluslararası Kimyasal Silah Anlaşması'na imza atmayan birkaç ülkeden biri. Ülkede 2 yıldan fazla süredir devam eden savaşta kimyasal silah kullanılacağına dair endişeler uzun süredir ifade edilirken, ilk kez martta Suriye devlet medyası, Beşar Esad'ı devirmek için mücadele eden silahlı grupların Halep'teki Han el Assal köyünde kimyasal saldırı düzenleyerek 27 kişiyi öldürdüklerini öne sürdü. Haberi yalanlayan muhalifler, isyancıların kısa süre önce ele geçirdikleri bir bölgeye kimyasal saldırı düzenlemesinin anlamı olmadığını belirtti.
Muhalifler, saldırıdan sonra siviller arasında "nefessiz kalma ve zehirlenme vakaları" görüldüğünü ve bu vakaların hükümet güçlerinin "zehirli gaz kullanmasından" kaynaklandığını açıkladı.
BM'DEN SORUŞTURMA HEYETİ
İddiaları soruşturmak için İsveçli bir bilim adamı başkanlığında heyet oluşturan Birleşmiş Milletler'in (BM), bu girişimi, Suriye yönetimi tarafından "BM'nin soruşturmayı tüm ülkeye yayma girişimleri" şeklinde değerlendirilerek reddedildi.
THE TIMES VE BBC'DEN "KİMYASAL" KANITLARI
Aynı dönemde İngiliz The Times gazetesi ve BBC televizyonu, Suriye'de "kimyasal silahlar kullanıldığına dair kanıtlar" olduğunu iddia etti. The Times, İngiltere'nin yürüttüğü gizli bir operasyonla ülke dışına kaçırılan ve Şam yakınlarından alınan toprak numunelerinde "bir çeşit kimyasal silah tespit edildiğini" yazdı ve bu iddiayı İngiltere Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırdı.
BBC de nisanda hükümet güçlerinin top ateşine hedef olan Halep'in güneybatısındaki Sarakip'te kimyasal kullanıldığına ilişkin videolara ulaştı ancak İngiltere'nin askeri Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Silahlar Birliği'nin komutanı Hamish de Bretton-Gordon, saldırıyı yaşayanların ifadesi ve delillerin "güçlü, ancak eksik" olduğunu söyledi.
ABD'NİN TUTUMU
Rusya ve Çin'i, BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'ye karşı yaptırımları engelledikleri için eleştiren ABD Başkanı Barack Obama, gelişmeler üzerine, Rus mevkidaşı Vladimir Putin'le telefon görüşmesi yaparak, kimyasal silah kullanımı konusundaki endişelerini dile getirdi.
Obama, iddialarla ilgili açıklamasında da "Suriye'de kimyasal silah nasıl, ne zaman ya da kim tarafından kullanılmış, bilmiyoruz" diye konuşurken, iddialar doğrulanırsa Suriye'ye nasıl bir tepki verileceğine dair Pentagon'un masadaki seçenekleri belirlemesini de istedi. Hazirana gelindiğinde, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, Paris'te gerçekleştirilen laboratuvar testlerine dayanarak, Suriye'deki iç savaşta sarin gazının "birçok kez, yerel düzeyde" kullanıldığını açıkladı.
BM RAPORU: KİMYASAL SİLAH KULLANILDI
Gelişmelerle ilgili açılan soruşturma sonucunda hazırlanan BM raporunda da Suriye'nin çeşitli yerlerinden toplanan numunelerin BM'ye iletildiği belirtildi. Raporda, hem Suriye hükümetinin hem de muhalif güçlerin kimyasal silah kullandığına dair güçlü deliller bulunduğu vurgulandı.
ABD'DEN DİRENİŞÇİLERE DESTEK KARARI
Raporun açıklanmasının ardından, Beyaz Saray 14 Haziran'da ilk kez, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı birliklerin direnişçilere karşı 'küçük ölçüde' kimyasal silah kullandığını açıkladı. Obama'nın danışmanlarından Ben Rhodes, bu tür silahlar kullanılan farklı saldırılarda 100-150 kişinin öldüğünü tahmin ettiklerini belirterek, Obama'nın, direnişçilere askeri destek sağlamaya karar verdiğini söyledi.
TÜRKİYE: ELİMİZDE KANITLAR VAR
Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bir komşu ülke olarak konuya ilişkin kendi incelemesini yürüttüğünü ve Suriye'de kimyasal silah kullanımını teyit eden kanıtlara ulaştığını ifade etti. Davutoğlu, söz konusu kanıtların diğer ülkelerle de paylaşıldığını hatırlattı.
RUSYA'DAN MUHALİF ATAĞI
Rusya, temmuzda Suriye'nin kuzeyinde bir köye atılan füzenin sinir gazı sarin taşıdığı ve olayda muhaliflerin parmağının olduğuna dair ellerinde bulgular olduğunu açıkladı.
Moskova'nın Birlemiş Milletler Daimi Büyükelçisi Vitaly Churkin, bulguların Şam'ın istediği bağımsız bir araştırma sayesinde elde edildiğini söyledi.
SURİYE'DEN BM KİMYASAL SİLAH DENETÇİLERİNE VİZE
Suriye, ağustos başında, kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen bölgelerin Birleşmiş Milletler denetçileri tarafından ziyaret edilmesine onay verdi. Pazartesi günü bölgeye ulaşan denetçilerin ardından bugün, Esed güçlerinin Şam'ın Doğu Guta banliyösüne düzenlediği ve kimyasal silahların da kullanıldığı bildirildi.
Muhalifler sabahın erken saatlerinde zehirli gaz taşıyan roketlerle saldırıya uğradıklarını ileri sürdü. Kimyasal silah kullanımı sonucu ölü sayısının 635 olduğu bildirildi.
DÜNYANIN BİRÇOK ÜLKESİNDE DE KULLANILDI
Suriye'nin başkenti Şam'da Esed güçlerinin kimyasal silah kullandığı iddiası, dünyanın birçok bölgesindeki kimyasal silah saldırılarını akıllara getirdi. Belçika'dan Vietnam'a, Irak'tan Japonya'ya kadar dünyanın birçok ülkesindeki benzer saldırılarda binlerce insan hayatını kaybederken, on binlerce insan ise yaralandı.
Suriye'de yaşanan iç savaş şiddetini arttırarak devam ederken, Esed yönetiminin başkent Şam'da kimyasal silah kullandığı iddia ediliyor. Esed güçlerinin Şam'ın Doğu Guta bölgesine düzenlediği ve kimyasal silahların kullanıldığı saldırıda 635 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Kimyasal Silah Uzmanı Ake Sellstrom başkanlığındaki BM heyeti, daha önce kimsayal silah kullanımı iddialarını araştırmak için Suriye'de olduğu sırada bu sabaha karşı kimyasal silah kullanılması dikkati çekti.
Modern anlamda ilk gelişmiş kimyasal silahlar I. Dünya Savaşı'nda kullanıldı. Almanya 1915 yılında Ypres muarebesi olarak bilinen çatışmalarda öldürücü nitelikteki sarı ve yeşil renkli klorin gazını savaş meydanına salmıştı. Gaz, yüzlerce Fransız askerinin akciğerlerinde derin tahribat sonrası ölümüne yol açmıştı ancak zamanla yaygınlaşan kimyasal gaz yöntemi I. Dünya Savaşı'nda yaklaşık 100 bin kişinin ölüme sebep oldu.
II. Dünya Savaşı da kimyasal silahların yoğu şekilde kullanıldığı çatışmlara sahne oldu. Savaşta "Napalm" denilen yapışkan ve benzine benzeyen madde kullanıldı. Harvard Üniversitesi Profesörü Louis Fieser ve ekibi tarafından geliştirilen bu madde, kurbanların derilerini eritebilecek etkiye sahip. ABD'nin Napalm'in kullanıldığı bombayı 1943 yılında Tokyo'ya fırlatmasıyla yaklaşık 100 bin kişi hayatını kaybetti. Nagazaki'ye düzenlenen atom bombası saldırısından daha büyük etkileri olan bu kimyasal silah daha sonra Vietnam Savaşı'nda da kullanıldı.
ETKİSİ YILLARCA DEVAM EDİYOR
1940'ta bitkiler için geliştirilen ve yaprak dökücü olarak tasarlanan "Agent Orange" adlı kimyasal madde ise ABD ordusu tarafından 1967 yılında Vietnam Savaşı'nda insanlara karşı kullanıldı. "Agent Orange" içerdiği dioksin maddesiyle insan vücunda 10 yıl boyunca kalabiliyor. Savaştan yarım yüzyıl geçmesine karşın kurbanlar hala bu maddenin sebep olduğu hastalıklarla mücadele ediyor. Birçok kanser, parkinson ve bebek ölümlerinin sebebinin savaşta kullanılan bu madde olduğu iddia ediliyor.
1983'deki İran-Irak savaşında kullanılan "sarin gazı" da az bir miktarı ile insanları dakikalar içinde öldürülebiliyordu. Alman kimyager Gerhad Schrader tarafından 1938 yılında bulunan sinir sistemine kısa sürede nüfuz ederek felç meydana getiriyor.
Sarin gazı dönemin Saddam Hüseyin yönetimi tarafından 1988 yılında düzenlenen Halepçe katliamında da kullanılmış, 5 binden fazla insan ölmüş, yaklaşık 7 bin kişi yaralanmıştı. Kuzey Irak'taki Kürtlere 1991 yılında BM tarafından kimyasal silah kategorisine alınan bu gaz, daha sonra 1995 yılında Tokyo metrosuna düzenlenen terör saldırısında kullanılmıştı. Saldırıda 12 kişi ölmüş yüzlerce kişi yaralanmıştı.