Dünya ABD önderliğindeki bir koalisyonun Suriye'ye askeri müdahalede bulunması olasılığını konuşurken, Rusya'nın önceki gün ortaya attığı Esad rejiminin kimyasal silahlarının uluslararası kontrole devredilmesi teklifi gündemi bir anda değiştirdi. Moskova'da Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve diğer yetkililerle bir araya gelen Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Rusya'nın teklifini kabul ettiklerini belirtti ve "Kimyasal silah cephaneliğini deklare edeceğiz ve konvansiyonu imzalayacağız" dedi. Suriye devlet televizyonu da, Başbakan Vail Halki'nin Rusya'nın girişimini kabul ettiği şeklindeki sözlerini aktardı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, Suriyeli yetkililerle birlikte "etkili, net ve somut" bir plan üzerinde çalıştıklarını belirtti. Lavrov en kısa zamanda planı uluslararası kamuoyunun dikkatine sunacaklarını belirtti. Söz konusu teklif hakkında ABD Başkanı Barack Obama'ya önceden bilgi verildiği de belirtildi. Kremlin Sarayı'ndan dün yapılan açıklamada, Obama ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in G-20 Zirvesi sırasında bu konuyu görüştükleri kaydedildi. Obama, önceki gün Rusya'nın teklifini olumlu bulduğunu açıklamış, ancak yine de uygulama konusundaki şüphelerini koruduğunu bildirmişti. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de "Plan çabuk uygulanmalı, uzun süre bekleyemeyiz" dedi. Kerry, muhtemel bir anlaşma üzerinde görüşmek üzere yarın Cenevre'de Lavrov'la bir araya gelecek. Avrupa ülkelerinden de teklife olumlu yanıt gecikmedi. Fransa, kimyasal silahların imha edilmesi için BM Güvenlik Konseyi'ne bir tasarı sunmaya hazır olduğunu açıklarken, ulusal savunma konseyini toplantıya çağırdı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, "Rusya'nın önerisini destekliyoruz, yardıma hazırız" dedi. Almanya Başbakanı Merkel, "Küçük de olsa bir umut ışığı var" diye konuştu. İngiltere Başbakanı Cameron, teklifi olumlu bulurken, BM Güvenlik Konseyi'ne tasarı sunacaklarını açıkladı. Bu gelişmeler yaşanırken, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Avustralya'nın BM Daimi Temsilcisi Garey Quinlan, Konsey üyelerini "Suriye" konulu acil toplantıya davet etti. Quinlan daha sonra talep geri çekildiği için toplantının iptal edildiğini bildirdi.
DAVUTOĞLU: KOZMETİK YÖNTEM
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Rusya'nın sunduğu teklife eleştirel yaklaştı. Davutoğlu, "Bugün böyle kozmetik bir yöntemle o büyük suçu unutturmak adına, nerede olduğunun tespit edilmesi bile aylar alacak olan bir kimyasal silahlar envanterinin çıkarılması veya devri gibi bir konuyla zaman kazandırılmaya çalışılırsa, Esad'ın bundan sonraki katliamlarına yeşil ışık yakılmış olur" dedi. Suriyeli muhalifler, ülkenin batısındaki Rakka kentinde bulunan Fırat Barajı'nın çevresini rejim güçlerinin misket bombasıyla vurduğunu belirterek, "Barajın bombalanması durumunda 200 kilometrelik bir alanda felaket yaşanır" dedi. Silah seslerinin zayıfladığı Halep'te ise diplomatik gelişmelerin sonuçları bekleniyor.
HRW DE 'ESAD SORUMLU' DEDİ
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) geçen ayki kimyasal saldırıdan "büyük ihtimalle" Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu açıkladı. Örgütün yayımladığı 22 sayfalık raporda, kanıtların çok güçlü bir şekilde Esad hükümetini işaret ettiği belirtiliyor. HRW'den yapılan açıklamada, insan hakları aktivistlerinin Guta'ya gidemediğini, ancak bölgeden gelen belgeleri inceledikleri belirtilerek, kimyasal silah uzmanlarından aldıkları teknik desteğin onları bu sonuca ulaştırdığı bildirildi.
'GÜVENMEK YETMEZ...'
Aynı gün içinde 6 televizyon kanalına birden Suriye röportajı veren ABD Devlet Başkanı Barack Obama, CBS kanalına verdiği röportajda eski başkanlardan Ronald Reagan'a atıfta bulundu. Obama, "Bir diplomatik anlaşmada ne ararsınız?" sorusuna, "Ronald Reagan'ın dediği gibi, 'Sadece güvenmek yetmez, bunu teyit de etmeliyiz'" diye yanıt verdi. Reagan orijinali "doveryai, no proveryai" olan bu Rus atasözünü, 1987'de Orta Menzilli Nükleer Füzeler Antlaşması'nı imzalarken söylemişti.