Son yılların en şiddetli tayfunu Haiyan'ın yaralarını sarmaya çalışan Filipinler'de, yürek burkan olayların yanı sıra ilginç hikayeler de yaşanıyor. Tayfunun yerle bir ettiği Tacloban yakınlarındaki Leyte Hapishanesi daha önce benzeri görülmemiş bir duruma şahit oldu. Çatısı uçan, duvarları yıkılan, su basan hapishanenin mahkûmları, tayfunun dinmesiyle firar etti. Ancak yaşadıkları yerlere dönünce harabeden başka bir şey bulamayan mahkûmlar ailelerini de yanlarına alarak hapishaneye dönmekten başka çare bulamadı. Mahkûmlar şu sıralar duvarlarında çocuk sesleri yankılanan hapishanelerini tekrar inşa etmekle meşguller.
GARDİYANLAR 'DUR' DİYEMEDİ
Ülkenin şahitlik ettiği en ölümcül tayfun 8 Kasım'da Leyte Hapishanesi'ni de vurdu. Yer yer duvarlar yıkıldı, çatının bir kısmı çöktü, koridorları ve koğuşları su bastı. Mahkûmlar kadar gardiyanlar da hazırlıksız yakalanmışlardı. Fırtına dindiğinde tutuklular harabeye dönen hapishanenin orta bahçesinde toplandılar ve gardiyanlara "Ailelerimize ne olduğunu bilmiyoruz. Bırakın onların yardımına gidelim" dediler. Yıkık duvarları ve yerinden sökülmüş kapıları gören gardiyanlar, hem başka çareleri olmadıkları için hem de böylesi bir afet karşısında ne yapacaklarını bilmediklerinden mahkûmların gitmesine izin vermek zorunda kaldılar. Dışarı çıktıklarında ulaşım adına hiçbir şey bulamayan tutuklular, kilometrelerce yürümek zorunda kalsalar da evlerine ulaşmayı başardı. Fakat gördükleri manzara içler acısıydı. Evlerindeki durumun hapishanedekinden daha kötü olduğunu gören mahkûmlar, çareyi ailelerini de yanlarına alıp Leyte'ye geri dönmekte buldular.
"3 YILDIR BURADA YAŞIYORUM"
Fransa merkezli uluslararası haber ajansı AFP, Leyte'nin en yaşlı mahkûmu Alberto Encina'yla konuştu. 86 yaşındaki Encina "Kaçmayı düşünmemiştim. Herkes gidiyordu, ben de onlara katıldım" dedi. 8 saatlik bir yürüyüşün ardından evine varan Encina, kasabasından geriye pek bir şey kalmadığını görünce, 3 yıldır kaldığı hapishaneye geri döndüğünü söyledi. Cinsel istismardan tutuklu bulunan Encina "Suçlu değilim, firar ederek suçlu duruma düşmemek için geri döndüm. Hem 3 senedir burada yaşıyorum. Burada arkadaşlıklar da kurmuştum. Kızım okumam için kitap getiriyor, burada satranç ve domino oynayıp, kitap okuyarak hayatımı geçiriyorum" dedi. Bir diğer mahkûm Danilo Tejones, kaçtıktan sonra 3 gün boyunca ailesine erzak toplamak için yardımcı olduğunu, sonra geri döndüğünü söyledi. Jessie Abalaos ise 60 yaşındaki annesinin zarar gören evini tamir ettiğini, suçsuz olduğuna inandığı için Leyte'ye geldiğini söyledi.
YÜZDE 82'Sİ GERİ DÖNDÜ
Duruma güvenlik güçlerinin penceresinden bakıldığında ise tamamen farklı bir tablo görülüyor. Hapishane yetkilisi George Gaditano tayfunun ardından toplam 583 tutuklunun firar ettiğini, bunların 476'sının ilerleyen günlerde geri döndüğünü söyledi. "107 mahkûm ise hala dışarıda, bunların 15'i de tehlikeli insanlar" diyen Gaditano "Artık hiçbir şey normal değil" açıklamasında bulundu. Tedirgin gardiyanlar aileleriyle birlikte Leyte'ye yerleşen kalabalık mahkûm grubuyla nasıl baş edecekleri konusunda endişeliler. "Mahkûmlara sorarsanız hepsi de suçsuzluklarına inandıkları için geri dönmüş" diyen Gaditano, "Kimi zaman kendimizi tehdit altında hissettiğimiz oluyor, fakat bazen biz onların isteklerini yerine getiriyoruz, bazen de onlar bizim söylediklerimize uyuyor" ifadelerini kullanarak, yeni bir düzen oturttuklarını dile getirdi.
MAHKUMLAR HAPİSHANE İNŞA EDİYOR
Leyte'nin
kimi koğuşlarında çocuklu aileler kimilerinde ise mahkûmlar kalıyor. Hatta hapishanenin yıkılan ve zarar gören kısımları, yağmurdan ve rüzgârdan korunmak isteyen tutuklular tarafından bizzat kendi elleriyle tamir ediliyor. Çamaşır asılı koridorlarda koşuşturan çocuklarıyla Leyte Hapishanesi'nde tuhaf bir hayat süregidiyor. Yetkililer ise suçsuz olduklarını iddia eden ve yargılanmayı bekleyen bu insanların uzunca bir süre daha Leyte'de kalacaklarını söylüyorlar. Zira yerle bir olan Tacloban şehrindeki tüm binalar gibi, dava dosyalarının, iddianamelerin ve delillerin bulunduğu adli binalar da tayfunun ardından kullanılmaz hale geldi.