Japonya'da 2011'de meydana gelen deprem ve sonrasındaki Tsunami felaketi sonrası Fukuşima Nükleer Santralı'nda tespit edilen sızıntı, tarihe Çernobil'den sonra en büyük nükleer facia olarak adını yazdırdı. Felaket sonrası bölgedeki kurtarma çalışmalarına yardım eden Amerikan USS Ronald Reagan uçak gemisinde görevli askerlerde radyoaktif sızıntıya bağlı olarak lösemi, tiroid, testis, beyin kanseri ile bronşit ve rahim kanamaları ortaya çıktı.
YALAN BEYAN YAPILDI
Radyoaktif maddenin karıştığı deniz suyunu arıtarak gemide içme ve banyo suyu olarak kullanan askerlerden 51'i, nükleer santralı işleten Tokyo Elektrik Enerji Şirketi'ne (TEPCO) sızıntının etkileri konusunda yalan beyanda bulundukları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor.
İLK DAVADA 8 ASKER
Böylece daha önce aynı gerekçeyle San Diego'da bir federal mahkemede Japon şirketine 210 milyon dolarlık dava açan 8 askerle birlikte şirketle davalık olan asker sayısı 59'a yükselmiş oldu. 6 Ocak'ta mahkemeye sunulacak dava dosyasında sızıntı sonrası bölgede geminin yüzeyine de yağan radyoaktif madde içeren köpüğün zararsız olduğu yönünde yalan beyanda bulunulduğu iddia ediliyor. Denize sızanmaddenin geminin deniz suyu arındırma sistemiyle deniz piyadelerinin içme, yeme ve banyo sularına karıştığı idda ediliyor. 8 ABD askerinin açtığı ilk dava hâkim tarafından yeterli delil olmaması nedeniyle düşmüştü.
HATIRA FOTOĞRAFI
Yeni davayı açmaya hazırlanan 51 ABD askerinden Jamie Plym "Bize her şeyin normal olduğu söylenmişti. Gökter nükleer köpük yağması sırasında, 'kar yağıyor' diye şakalaşarak anı fotoğrafları çektirdik. Sonrasında korkunç hastalıklara yakalandık" derken bir diğer asker Maurice Enis ise "Nükleer sızıntının bize zarar verdiğini bilmek için uzman olmaya gerek yok" dedi.