Çinlilerin geleneksel ilacı "corydalis yanhusuo" isimli bitkide bulunan "dehydrocorybulbine" (DHCB) isimli bileşimin ağrıları gidermede ve akut iltihaplanmalarda bağımlılık yaratmayan bir ağrı kesici etkisi yarattığı ortaya çıktı. Çinli uzmanlarla Amerika'daki Kaliforniya Üniversitesi (UC) biliminsanlarının birlikte kemirgenler üzerinde yaptığı araştırmada, DHCB'nin iltihaplanmaya bağlı oluşan ağrıları ve yaralanmaya bağlı oluşan nevropatik sancıları azalttığı tespit edildi.
ASIRLARDIR KULLANILIYOR
İltihaplanmaya bağlı ağrıların doku ve bağışıklık sistemini, nevropatik ağrılarınsa sinir sistemini etkilediği biliniyor. Uzmanlar nevropatik ağrılarla ilgili şimdiye kadar bir tedavi yöntemi bulunmadığını belirtiyor. UC'den Olivier Civelli, "Günümüzde ilaç endüstrisi, yeni ilaçlar geliştirmekle meşgul. İnsanlar yüzyıllar boyunca ağrı dahil sağlık sorunlarına cevap bulmak için bitkisel yöntemlerden yardım alıyor. Bizim amacımız sağlık sorunlarına çare olacak bitkisel elemenler keşfetmek" diyerek Çin'deki Dalian Kimya Enstitüsü'nden Şinmiao Liang ile birlikte bitkilere ilişkin araştırmaların devam edeceğini söyledi.
ESRARIN ETKİLERİYLE SAVAŞAN BEYİN MOLEKÜLÜ KEŞFEDİLDİ
Fransa'daki INSERM araştırma merkezinden Vincenzo Piazza ve Giovanni Marsicano, beynin ürettiği "pregnenolone" isimli bir molekülün esrar gibi uyuşturucu maddelerin etkilerine karşı doğal bir korunma oluşturduğunu saptadı. Science isimli dergide yayımlanan ve hayvanlar üzerinde gerçekleşen araştırmaya göre pregnenolone, esrarın en etkin maddesi olan THC'nin önüne geçerek beyindeki CB1 isimli reseptörün harekete geçmesini engelliyor. Şimdiye kadar herhangi biyolojik etkisi olmadığı düşünülen pregnenolone isimli molekülün, esrara karşı doğal kalkan görevi yapacağı belirtiliyor. Bordeaux kentindeki INSERIM uzmanları THC'nin CB1 reseptörü üzerindeki etkisinin, kişinin gıda tüketimi, metabolizması, kavramsal algılama ve haz alma süreci üzerinde görüldüğünü söylüyor. Eğer THC'nin CB1 üzerindeki etkisi fazlaysa bu hafıza ve motivasyon kaybı yaratıyor. Vincenzo Piazza, "İnsanlar üzerindeki klinik testlere bir yıla kadar başlamayı amaçlıyoruz" diyerek, testlerin başarılı olması halinde geliştirilen yöntemin esrar bağımlılığıyla ilgili ilk farmakolojik tedavi olacağını söyledi.