Nazi Almanyası döneminde Adolf Hitler'in özel milis birliği SS'in subaylarından Klaus Barbie'nin maceralı hayatı hakkında yeni detaylar ortaya çıktı. Barbie'nin hayatını anlatan The Devil's Agent (Şeytanın Ajanı) isimli biyografiyi kaleme alan Peter McFarren, İngiliz Daily Mirror gazetesine verdiği röportajda; Barbie'nin hayatı boyunca yaşadığı tecrübelere dair bilinmeyenlerini anlattı. Nazi Almanyası'nın çökmesinin ardından Klaus Barbie'nin, birçok SS subayı gibi Güney Amerika'ya kaçtığını hatırlatan McFarren, Barbie'nin CIA ile anlaşarak yerleştiği Bolivya'da birçok yasadışı faaliyetlerde bulunarak zengin olduğunu belirtti.
NAZİ ALMANYASI'NIN ÖLÜM MAKİNELERİ
ESCOBAR'LA UYUŞTURUCU KAÇIRDI
Bolivya'da Barbie'nin Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nın yardımıyla orduya yerleşerek albay rütbesine kadar yükseldiği ve rütbesini kullanarak Güney Amerika'da başta Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar olmak üzere çok sayıda kaçakçıyla uyuşturucu ticareti yaptığı da röportajda belirtildi.
CIA DESTEKLİ ÇALIŞTI
Yazar McFarren ayrıca, Barbie'nin Bolivya'da komünizm tehlikesine karşı CIA'nın desteğini alarak mücadele başlattığını; bununla beraber Küba devriminin önde gelen isimlerinden Arjantinli devrimci Che Guevara'nın yakalanarak öldürülmesinde de büyük payı olduğunu belirtti. II. Dünya Savaşı'nın ardından kanundan en uzun süre kaçmayı başaran SS subayı olarak bilinen Barbie, 1987 yılında tutuklanarak müebbet hapis cezası almış; 1991'de de lösemiye yakalanarak ölmüştü.
